CLOSE

Suggested:

    Aklın ve akılsızlığın sesine iki örnek..

    Aklın ve akılsızlığın sesine iki örnek..

    Bugün size, yine sosyal medyada paylaşılan “iki örnek yazı” göstereceğim..

    Biri “aklın sesini” diğeri de “akılsızlığın sesini” simgeliyor..

    Biri, “artık unuttuğumuz toplumsal değerlerimizi” hatırlatmaya çalışıyor, diğeri “toplumun bir kesimini” aşağılıyor..

    En iyisi; okuyun, hangisinin ne olduğuna siz karar verin..

    1- MEVZU AHANDA BUDUR..!

    Selahattin Akar paylaşmış:

    AK Parti’li esnafsın, bankada acil işin var..

    Kalfa, çırak yok kilit vurmak yerine CHP’li yan komşun esnafa rica edersin..

    “Komşu bakacak olur musun, bir saat işim var” dersin..

    Komşun bakar, AK Parti İl Merkezi’ni arayıp bu ricada bulunamazsın..

    CHP’lisin, gece saat 02.00..

    3 yaşındaki bebeğin ateşlenmiş, altında araban yok, AK Parti’li üst komşunun zilini çalarsın..

    Komşun götürür, CHP İl Başkanlığı’nı aramazsın..

    O partilisin bu partilisin..

    İdeolojin, fikrin ne olursa olsun..

    Bu yaşına kadar yanında olduğun, sokağa çıktığında selamlaştığın, hal hatırını soran dostların, arkadaşların, komşuların, akrabaların seninle aynı fikri paylaşmak zorunda değildir..

    Ve yaşadığın sürece iyi ya da kötü gününde bu insanlar senin yanındadır..

    Her zaman, düğün-dernek edersin, misafirlerinin arasında AK Parti’li de, CHP’li de, MHP’li de, diğer partililer de vardır..

    Hediye getirirler, altın takarlar..

    Cenazen olur taziyeye gelirler..

    Düğününe, taziyene AK Parti Genel Başkanı gelmez, CHP Genel Başkanı gelmez, MHP Genel Başkanı gelmez, hiçbir partinin genel başkanı gelmez, Cumhurbaşkanı da gelmez..

    Siyasi görüş farklılıkları yüzünden tepedekilerin tepişmelerine bakarak sen komşunla, eşinle, dostunla tepişme..

    Türkiye bir tane ve hepimiz burada yaşıyoruz ama acı, ama tatlı..

    Güçlü ve akıllı olmak zorundayız..

    Güçlüyseniz, akıllıysanız bölünmeyin birleşin..

    Daha sıkı sarılın birbirinize, oyunlara gelmeyin..

    “Face”de şu kadar, yok bu kadar arkadaşım var, yok şu partililer beni silsin, yok bunu savunanları listemden temizledim, yok şunu yazanları şikayet edeceğim falan filan..

    Bunlar marifet değildir..

    Beyler ve bayanlar, ben sizi siz olduğunuz için sevdim, arkadaşınız oldum ya da arkadaşım oldunuz..

    Siyasi görüşlerinizle benimkiler farklı olabilir, ama ben siyasetçi değilim..

    Klavye başında birbirinize küfür, tehdit sallayarak siyaset yapmayın..

    Siyasetinizi sandıkta yapın..

    Herkes hürdür, özgürdür, isteyen EVET der isteyen HAYIR der..

    Ne EVET diyen vatan haini olur, ne de HAYIR diyen..

    Bu bir demokratik iradedir..

    Unutmayın;

    Benim size ihtiyacım var, sizin de bana..

    Bizim birbirimize ihtiyacımız var, birlik olmaya ihtiyacımız var..

    İşte aklın ve akılcılığın sesi..

    İsterseniz, bize unutturulmaya çalışılan insanlığımızı hatırlatan bu enfes paylaşımı bir daha okuyun..

    Tam bir “hayat dersidir” bu..

    2- “KARARSIZLARI AYRI TUTUN”

    Mehmet Talay paylaşmış:

    Yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında; referandumda sonucu yüzde 20 civarındaki "kararsızlar" belirleyecekmiş...

    Oylamada "evet ya da hayır" diyenler, belli bir tercihte kararlılığını ortaya koyuyor, ancak "kararlıların" geleceğini de "kararsızlar" belirliyor..

    Kararsız insan, ne yapacağı-ne diyeceği belli olmayan, her iki yönetim biçimine de razı olan ve bazı saiklerle bir karara vardığında da sonradan pişmanlık gösterebilecek insandır..

    Ve ben, geleceğimi sonradan değişkenlik gösterecek insanların tercihi ile yaşamak zorunda kalıyorum..

    Şimdi buna "milli irade" mi diyeceksiniz?

    Madem kararsızlar var ve bunlar bikarar durumdalar, o zaman oy pusulasına bir de "kararsızım" bölümü eklenir ve bunlar oy sayımı dışımda tutulur..

    Bu nedenle CHP'nin, Anayasa Mahkemesi’ne gitme hakkını kullanmamasını doğru bulmuyorum..

    Çünkü bu gibi durumlarda yargıya gitmek, (sonucu ne olursa olsun) kararsızların "karara varma" ihtimalinden daha doğrudur..

    NASIL BİR KAFANIN ÜRÜNÜ?

    Bu da, “akıl tutulması” yaşayan birinin söyledikleri..

    “Kararsız” yaftası yapıştırarak, toplumun belli bir kesiminin neredeyse “yok sayılmasını” istiyor..

    Referandum iki ay sonra..

    Ortada bu kadar bilgi kirliliği varken..

    Felaket senaryoları ve algı operasyonları ile kafalar karıştırılırken..

    “Daha vaktimiz var, konuyu en iyi şekilde anlayalım ve ona göre oyumuzu veririz” diye beklemeyi yeğleyen bu insanları “kararsızı ayrı tutun” diye ayrıştırmak nasıl bir kafanın ürünü olabilir sizce?

    İyi haftasonları diliyorum..