CLOSE

Suggested:

    Bu yazılarda güzel olan ne var?

    Bu yazılarda güzel olan ne var?

    Sizlere bugün 3 ayrı kişiden 3 ayrı görüş vereceğim..

    Ne demiş Yunus Emre:
    “Maharet güzeli görebilmektir
    Sevmenin sırrına erebilmektir
    Cihan alem herkes bilsin ki;
    En büyük ibadet sevebilmektir..”
    Bakalım size aktardığım yazılarda güzel olanı bulabilecek, sevmenin sırrına erebilecek misiniz..
    BU ÇAĞRIYI DİKKATE ALIN
    İlk yazıyı dün Yörük Abdullah Duman yazmış..
    Şöyle diyor:
    15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden önce gittiğim şölenlerde milletimizin dikkatini şu noktalara çektim;
    “Bugün, Türk milletinin devletiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğü noktasında birlikte hareket etme kültürünü geliştiren Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve Dr. Devlet Bahçeli'ye teşekkür ediyor ve bu tavırlarını destekliyoruz” demiştim..
    Öfkesi aklından önde giden bazı dostlarım, beni acımasızca eleştiriyorlardı.. 
    Bu eleştirilerini de sözde particilik adına yapıyorlardı..
    15 Temmuz’dan sonra bazı arkadaşlarım özür dilediler..
    Ben 17 Aralık 2013'deki sözde yolsuzluk operasyonunda da, 17 Aralık'ı takip eden cumartesi akşamı Fethiye'de Yörükler Gecesi’nde, "Türkiye'de yolsuzluk yoktur diyemem, ama bu yapılan ayakkabı kutuları üzerinden devlete yapılan bir operasyondur" deyip, Yörük dernekleri adına resmi açıklamamızı basın ve binlerce insanımızın huzurunda yaptık..
    Hain 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi sabahı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Menderes Türel beyi aradım, "Bu ihanetin arkası daha gelir, Cumhuriyet Meydanı’na bir ses düzeni kuralım, STK'lar ve siyasi parti temsilcileri fikirlerini beyan etsinler” demiştim..
    Sayın başkanımız da bana Ak Parti İl Başkanı Sayın Rıza Sümer beye söylememi istemişti ve arayıp ona da fikrimi söylemiştim..
    Bütün bunları “ben söylemiştim” demek için yazmadım..
    Milli ve ahlaki hassasiyeti olan, milli kimlikleri ne olursa olsun, inancı, fikri, ideolojisi ne olursa olsun, herkese sesleniyorum..
    Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını dikkate alın..
    Bir terörist elini kolunu sallaya sallaya gelip 38 vatandaşımızı katlediyor, bir polisimizi şehit ediyor ve yakalanmıyor..
    Tek bir kişinin veya kendi başına bir örgüt işinin olmadığını düşünüyorum..
    Terör baronu hakim güçlerin ve devletlerin işin içinde olduğunu düşünüyorum..
    Düşman dost görünüyor, bütün siyasi kaygılarınızı bir kenara atın ve Türk bayrağının altında toplanalım.. 
    Selam ve dua ile...
    TÜRKİYE “YILDIZ” OLACAK
    İkinci yazı da 20 Aralık 2016 tarihli ve Serap Naz Başar isimli bir vatandaşımıza ait..
    Tespitlerine dikkat..
    Ankara’da Rusya Büyükelçisi..
    Berlin’de Noel pazarına giren TIR, 9 ölü 50 yaralı..
    Zürih’te camide çatışma, 1 ölü 3 yaralı..
    Brüksel’de sokağa çıkma yasağı ve operasyon, 16 gözaltı..
    19 Aralık tarihini hafızalarımıza iyice kazımak gerek..
    Bu tarih, bir kırılma noktasıdır.. 
    Değişmekte olan dünya dengelerinin, koordinatlarını kaydırmayı amaçlayan bu dizaynlar ve kurgular devam edecektir..
    Aynı gün senkronize yaşanan saydığım olaylar zinciri bir tesadüf müdür? 
    Yoksa senaryoları hazır olup, tarih ve yer sıralamaları belirlenmiş ve düğmeye mi basılmıştır? 
    Gelecek günler tüm bu soruları yanıtlayacaktır.. 
    Büyükelçiye yapılan suikastin, Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesini engellemeyi hedefleyen bir provokasyon olduğu apaçıktır ve Rusya bu oyuna gelmeyecektir..
    Her ne kadar Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteseler de bunu başaramayacaklar! 
    Yeni dünya düzeninin ana arteri olan Türkiye, büyük bedeller ödeyecek, ancak bu yeni düzenin “parlayan yıldızı” olacaktır.. 
    Yaşadığımız bu kara tablo bizleri yıldırmasın..
    Her gecenin ardından, sancılı da olsa mutlaka sabah doğacaktır..
    İLERİYE BAKMAK DAHA İYİDİR
    Üçüncü yazı da, 19 Aralık tarihini taşıyor ve eski bir belediye başkan yardımcısı olan Cemal Altan’a ait paylaşım..
    İyi okuyun, alacağınız çok “ders” var..
    Hint Felsefesinin 4 kuralı vardır..
    1-“Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir..”
    Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.. 
    Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler..
    2- “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır..”
    Hiçbir şey, hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi değiştiremez.. 
    Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz.. 
    “Şöyle yapsaydım böyle olacaktı” gibi bir cümle yoktur.. 
    Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye..
    Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir..
    3-“İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır..”
    Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç..
    Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır..
    4- “Bitmiş olan bir şey bitmiştir, bu kadar basittir..”
    Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder.. 
    Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir..
    Bence bu yazılanları bir daha okuyun..
    Size kucak açacak başka bir ülke yok, en büyük ibadet ülkenizi ve milletinizi sevmektir..
    Bunu da asla unutmayın..