Vatandaş Erkan Merihan Sel, Facebook’ta bir yazı paylaşmış..
“HAYIR demek şart oldu” diyor yazısının başında..
Ardından da “niye HAYIR diyeceğini” kinayeli bir şekilde anlatmış..
Bence, hafızalarımızı tazelememiz açısından çok da iyi yapmış..
Yazılanları yalanlayamayanlar da, yine “itibarsızlaştırma” yolunu seçmiş ve “vatandaşı ekonomik yönden rahatlatacak ne var” diye yorum yapmış..
Buna da yazının sonunda kısa bir cevap vereceğim elbet..
Ama, bakalım bu yazılanları siz nasıl bulacaksınız..
…
NEDEN HAYIR DİYECEĞİM?
Çünkü çok aşırı sebep var, bu kadar olmaz artık..
- Çok fazla otoyol-köprü-tünel yaptılar..
- Çok fazla demir yolu-hızlı tren-tramvay-metro yaptılar..
- Otobüs, lokomotif, tren vagonu, metro vagonu fabrikası kurdular..
- İki yüz seneden beri bu memlekette sadece Kırıkkale tabancası üretilirdi, şimdi dünyanın en üstün otomatik piyade tüfeğini ürettiler..
- Hiçbir savunma ve atak silahı üretilmezken tank orta ve uzun menzilli obüs topları, çok namlulu ve uzaktan kumandalı füzeler ürettiler..
- Atak helikopteri ve savaş uçakları ürettiler..
- Yazıklar olsun bunlara ki; personel taşıyıcı kariyerler, savaş sırasında emniyetle intikali sağlayan zırhlı taşıyıcılar (kirpi) üretip Avrupa ülkeleri de dahil ihraç etmeye başladılar..
- Savaş gemileri, denizaltılar ve bunların motorlarını yapmaya başladılar..
- Savaş sırasında nehirleri veya yarları geçmek için kullanılan mütehharrik lojistik kara araçları ürettiler..
- Hallerine bakmadan kalkıp uzaya uydular fırlattılar..
- Bunlar yetmezmiş gibi İsrail’den satın aldığımız insansız hava araçlarını da imal ettiler..
(Halbuki bunların tamirini bile yapamayıp İsrail’e yolluyorduk, onlar da canları istediği zaman tamir ediyor veya etmiyordu, hatta bazen geri bile vermiyorlardı..)
- Bu da yetmedi, utanmadan sadece ABD ve bir-iki ülkenin üretebildiği silahlı insansız hava aracı üretmeye başladılar..
- Eskiden bombardıman uçaklarının bombalarını İspanya-Belçika başta olmak üzere dışardan alırdık.. Şimdi mağaranın dışına vurduktan sonra 40-100 metre içerde patlayan bombalar yapmaya başladılar..
(Bu yüzden PKK’lılar artık dağlarda mağaralarda konuşlanamıyorlar..)
…
Ekonomiye bakalım..
- Enflasyonu yüzde 65’lerden yüzde 8’e, faizi de yüzde 80’den 12’ye indirdiler..
(Ne oldu? Faizden geçinen zavallı zenginlerin karları düştü, bu hak mı şimdi? Neymiş, bunlar gelmeden önce Türkiye’nin toplam brüt gelirlerinin yüzde 85’i faiz ödemesine gidiyormuş, şimdi toplam hasılanın yüzde 15’i faiz ödemesine gidiyormuş.. Böyle densizlik(!) yapılır mı?
- Yok sağlıkta, emekli maaşlarında, konutta reform yapmışlar..
- Yok Türkiye 100 cente muhtaçken IMF’nin 23 milyar dolar borcunu ödemişler..
(Ödemeyin aslanım, borç yiğidin kamçısıymış.. IMF’li Yahudiler neyle geçinecek şimdi, böyle vicdansızlık olur mu?)
- Neymiş, Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra ilk defa bir Türk lider batılılara bu kadar fırça atıyor, hadlerini bildiriyormuş..
(Atma kardeşim, biz ezik bir millet olmaya alışmışız.. Avrupalı milletvekilleri gelip bize ayar verip ne güzel fırça atıp talimatlar verirlerdi, şimdi adamları İncirlik’e bile sokmuyorlar, herifler yalvar yakar kendi askerlerini ziyaret edemiyor.. Bu tutum, ezikliğe alışmış bizlere yakışır mı?
…
Görüyorsunuz, Erdoğan’ın hadsizlikleri(!) saymakla bitmiyor..
Bunun durması lazım artık..
Aslında HAYIR demem için esas ölçü şu:
PKK hayır diyor, DEAŞ hayır diyor, İsrail hayır diyor, İngiltere,ABD, Fransa, Hollanda ve tüm batılı devletler hayır diyor..
Bütün batılı medya hayır diyor..
Bunlar HAYIR derken, benim EVET demem ayıp kaçmaz mı?
Şey, durun bir dakika yahu, yoksa ben hain miyim?
Bu kadar hizmet yapmalarını görmezden gelmek ve Türk-Müslüman düşmanları ile aynı safta yer almak bir T.C. vatandaşına yakışır mı?
Ben.... yoksa gerçekten hain miyim?
…
BUNU SÖYLERKEN UTANIN
Erkan Merihan Sel’in yazısı bu kadar..
Bu yazının altına yorum yapan Nizamettin Caner, “paylaştığın metinde vatandaşı ekonomik yönden rahatlatacak ne var, hep savaş malzemeleri üretmişiz” demiş..
Eminim, bu arkadaşımız gibi düşünen çok kişi var..
Onlara diyeceğim şudur:
Askeri harcamalara TC bütçesinin yaklaşık üçte biri gidiyordu..
Dikkat edin, milyarlarca dolardan söz ediyorum..
Bugün bu harcamalar yarı yarıya azaldı..
Şimdi, bu artan paralar ülkenin gerekli ve önemli işlerine gidiyor..
Örneğin, istihdamı arttırmak için işe alınan elemanın vergi ve sigortası ödeniyor, çocuğa bakan aile yakınlarına ücret veriliyor, esnafa, çiftçiye, turizmciye, işadamına destek veriliyor..
Enflasyon tekli hanelerde, faizler çok düşmüş..
O askeri malzemeler için yapılan fabrikalara, otoyollara, hızlı tren çalışmalarına nitelikli-niteliksiz elemanlar alınıyor, istihdam arttırılıyor..
Bunlar, “vatandaşı ekonomik yönden rahatlatacak uygulamalar” değil de nedir, söyler misiniz?
Utanın biraz yahu..
…
BATI BUNA KATLANAMIYOR
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımız, şöyle bir cümle paylaştı:
“2001’de Tofaş’a biniyordum, şimdi altımda Mercedes var..”
İşte BATI buna katlanamıyor..
“Anlayın artık” diyeceğim de, anlayacağınızı ya da anlamak isteyeceğinizi pek sanmıyorum..
Umarım, 16 Nisan’a kadar “akıl gözünüz” açılır..
Ve söyleyin, Erkan Merihan Sel’in oyu ne olur sizce?