Gerek Paskalya tatilinin Avrupa’da devam etmesi gerekse korona virüsünün endişe yaratmayı sürdürmesi piyasaların önceki hafta sergilediği iyimserlikten uzaklaşarak yeni haftaya göreceli olarak daha durgun bir zeminde başlamasına neden oldu. Bugün önde gelen piyasaların işlemlere açık olması ile volatilitenin biraz daha artmasını bekliyoruz. Bu sabah Çin’den gelen ihracat rakamları zayıf (-%6,6) bir tablo ortaya koysa da korona virüsünün ekonomileri durma noktasına getirdiği içinde bulunduğumuz dönemde beklentilere (-%14) kıyasla daha ılımlı bir görünüm sergilenmesi piyasalar açısından itici bir güç olarak çalışıyor. Vaka sayısının giderek zirveye yaklaştığı algısı da destekleyici faktörlerden biri. Günün devamında ABD’de JPMorgan Chase, Wells Fargo ve Johnson & Johnson gibi şirketler ilk çeyrek bilançolarını açıklayacaklar. Makroekonomik veri tarafında ise piyasalara yön verebilecek önemde bir veri bulunmuyor. Bu kapsamda TL varlıkların iyimser açılışın ardından yön tayin etmek için küresel risk iştahındaki seyre paralel bir performans ortaya koymasını bekliyoruz.
BEKLENTİLERİMİZ
Avrupa piyasalarının açılması BIST’te volatiliteyi artırabilir. Paskalya nedeniyle yurtdışı piyasaların tatil rehavetinde olması Borsa İstanbul’un yön tayin etmesini zorlaştırırken son iki işlem gününde ağırlıklı olarak bant hareketi sergilendiğine şahit olduk. Dün işlem görmeye başlayan ABD piyasalarına bugün Avrupa’nın da eklenmesi ile hareketliliğin de artmasını bekliyoruz. Teknik açıdan bakıldığında ise endeksin geri çekilmeleri 95 bin puanın üzerinde karşılamaya devam etmesini önemli bir destekleyici unsur olarak görüyoruz. Dolayısıyla bu seviyenin üzerinde kalındıkça sonraki hedeflerin sırasıyla 97.500 ve 100.000 olacağı yönündeki görüşümüzü koruyoruz.
EUR/USD 1,09’un üzerinde tutunuyor. Son iki işlem gününde Avrupa piyasalarının kapalı olması paritenin önemli bir değişim göstermesini engellerken işlemler ağırlıklı olarak 1,0900-1,0950 bandına sıkıştı. Bugün Avrupa’nın da açılması ile işlem hacminin ve hareketliliğin biraz daha destek bulmasını bekliyoruz. Ancak Euro Bölgesi’nde mali destek paketlerinin verdiği destek pariteyi son 10 günün zirve seviyelerine yakın tutsa da genel görünümde şimdilik anlamlı bir değişim olduğunu söylemek zor. Bu tablonun biraz daha değişmesi için öncelikle 1,0990’ın aşılması gerektiğini düşünüyoruz.
USD/TL 6,75’in üzerine iyice yerleşti. Son dönemdeki değer kayıplarının ardından küresel koşulların izin verdiği ölçüde zaman zaman değer kazanma eğilimi görebilecek olsak da mevcut şartlar altında TL lehine güçlü bir trend oluşması çok kolay görünmüyor. Özellikle dış finansman desteğinin gerçekleşme ihtimalinin zayıflaması ve TL’nin para politikası tarafında güçlü bir destekten yoksun kalmaya devam etmesi olası değer kazanımlarının çok büyük ölçüde küresel risk iştahına bağlı olduğunu gösteriyor. Bu noktada piyasaların güne ılımlı bir zeminde başlaması kurun 6,80’in altında kalmasını sağlıyor. Teknik açıdan ise TL lehine anlamlı bir iyileşme olması için - artık çok büyük ölçüde uzaklaştığımız - 6,65’in altında kapanışlar görülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Tahvil faizleri haftaya zayıf başladı. Haftanın ilk işlem gününde küresel risk iştahı durgun seyrederken buna TL’de artan değer kaybının eklenmesi tahvil faizleri üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. Bu kapsamda getiri eğrisi boyunca 30 baz puanı aşan yükselişler yaşandığını gördük. Diğer taraftan Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS priminin ise 500 baz puanın üzerinde göreceli yüksek seyrini sürdürdüğünü görüyoruz. Özellikle TL’nin performansında iyileşme yaşanmadıkça faizler açısından şartların zorlu kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla uzun süredir olduğu gibi faizlerde aşağı yönlü hareket alanını limitli buluyoruz.
Ons altın son yedi yılın zirvesinde. 1700 dolar sınırına yaklaşıldıktan sonra ilk etapta kâr satışlarına maruz kalan altının ons fiyatı buna karşın korona virüsüne ilişkin endişelerin sürmesi ve Fed başta olmak üzere önde gelen merkez bankalarının attığı adımların verdiği destek ile yukarı yönlü eğilimini sürdürüyor. Kazanılan momentum ile fiyatlar Aralık 2012’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Diğer taraftan dünyanın altına dayalı en büyük ETF’i olan SPDR Gold Trust’ın altın portföyünün bulunduğu seviyeler de altına olan talebin güçlü kalmaya devam ettiğini teyit eder nitelikte.
Kaynak: ÜNLÜ Menkul Değerler A.Ş
Hibya Haber Ajansı