CLOSE

Suggested:

    İçime sindiremiyorum

    İçime sindiremiyorum

    Yine bir büyük (!) maç arifesindeyiz.

    Pazartesi günü Antalyaspor, Fenerbahçe’yi konuk ediyor.

    Hal böyle olunca Antalyaspor görünümlü Fenerbahçeliler sahneye çıkıyor.

    Sözüm ona Antalyaspor’u desteklemek için bilet arayışına giriyor.

    Ama asıl amacı Fenerbahçeli futbolcuları görmek.

    Böyle zamanlarda bizim de telefonlarımız deyim yerindeyse kilitleniyor.

    Bedava bilet için arayan arayana.

    “Yönetici değilim, yetkim yok” dememe rağmen ısrarların ardı arkası kesilmiyor.

    “Gidin bilet alın hem Antalyaspor’a da katkınız olur” dediğimde ise memnuniyetsiz bir şekilde telefonu kapatıyorlar.

    Bir tek bana mı geliyor bu telefonlar? Elbette hayır. Eminim ki yöneticiler, bütün kulüp çalışanları ve diğer gazeteci dostlarım da sürekli taciz ediliyor. Ve yine eminim ki benim verdiğim yanıtları veriyorlardır. Ancak bunu alışkanlık haline getiren bu kişiler her zamanki yüzsüzlükte ısrar ediyor.

    Arkadaş madem büyük (!) tabir edilen İstanbul takımlarını tutuyorsunuz, o halde paraya kıyıp bilet alacaksınız. Antalyaspor üzerinden bedava bilet bulup öyle başka takımları desteklemek yok. Hadi diyelim ki bedava bilet buldunuz, İstanbul takımını desteklemek içinize sinecek mi? Şayet yanıtınız ‘evet’ ise diyecek sözüm yok.

    Bu sezon içeride ve dışarıda Antalyaspor’un neredeyse bütün maçlarına giden biri olarak biliyorum ki bu hafta basın tribünü dolacak. Antalyaspor’un hiçbir maçına gitmeyen bizim meslektaşlarımız da bu hafta maça koşacak! Bazı yerel gazetelerden 6-7 kişinin akreditasyon yaptığını duyuyorum. Haber yazmak için değil. Sadece o gönül verdiği sözde büyük takımı desteklemek için. Bunu da Antalya’da yaşayan, Antalya’da ekmeğini kazanan biri olarak içime sindiremiyorum.