Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilanıyla tüm dünyayı alarm konumuna getiren koronavirüs, ülkemizde de etkisini artırarak sürüyor. İnsanlara Wuhan kentinde bulunan bir canlı hayvan pazarından bulaştığı bilinen virüsün, bir tür karıncayiyen olan pangolin kaynaklı olduğu öne sürülüyor. SARS-COV-2 olarak adlandırılan virüsün asıl taşıyıcılarıysa yarasalar. Koronavirüsün yarasalardan, pangolinlere, canlı hayvan pazarında satılan pangolinlerdense insanlara bulaştığı düşünülüyor. Her iki türün de normal şartlar altında birbirleriyle yakınlaşmaması gerekirken insan eliyle bozulan doğal denge gelecekte yaşanacaklar hakkında bizlere fikir veriyor. Küresel Isınma ile mücadelede ön saflarda yer alan dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Karbon salınımını artırarak daha önce hiç etkileşimde bulunmamış canlıları bir araya getirdik. Dünya’nın milyonlarca yıl içerisinde yarattığı dengeyi son 100 yılda zedeledik. Bugün yaşananlardan ders çıkartarak tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebilir, dünyayı kurtarabiliriz” ifadelerini kullandı.
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs, yüksek yayılım oranlarıyla ülkeleri paniğe sürüklüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre yarasalarda bulunduğu bilinen koronavirüslerin, nasıl bir dönüşüm geçirerek insanlara bulaştığı ise halen gizemini koruyor.
Yaşam alanları tehlike altına giren yarasaların, insanların yaşadığı alanlara daha fazla yakınlaştığı biliniyor. Yarasaların canlı hayvan pazarında ya da yerlerinden edildikleri için pangolinlerin yaşam alanında bu canlılarla temas ettiği düşünülüyor. Yarasalardan, pangolinlere geçen koronavirüsün, canlı hayvan pazarındaki temas nedeniyle Wuhan kentinde yaşayan ilk hastaya (patient zero) bulaştığı bilim insanlarının teorileri arasında yer alıyor.
‘DOĞAL YAŞAM ALANLARI TAHRİP EDİLİYOR’
Küresel Isınmaya karşı mücadelede ön saflarda yer alan dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Domuz gribi, SARS ve bugünkü SARS-COV-2 salgınlarını yaşamamız tesadüfi değil. Başta Asya, Güney Amerika ve Afrika kıtalarında tahrip edilen doğal yaşam alanları daha önce insanla etkileşime geçmemiş pek çok türün insanla iç içe geçmesini sağladı. Tarım arazisi açma gayesiyle yok edilen ormanlar hem egzotik türlerin insanla etkileşimine hem de Küresel Isınmanın artmasına neden oluyor. Küresel karbon salınımının Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre son beş yılda atılan tüm adımlara rağmen artışı azaltılamazsa, küresel ısınmanın 2030-2052 yılları arasında kritik 1,5 derece sınırını geçeceği tahmin ediliyor. 1,5 derece sınırı sürdürülebilir yaşam ve kalkınma için çok önemli. Küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak ekolojik sistemler ve kalıcı yaşam alanları üzerinde bir çok olumsuz kalıcı etkinin önlenmesi demek” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYAYI KURTARMAK BİZİM ELİMİZDE’
Bugün yaşananlardan ders almamız gerektiğini vurgulayan Kadir Örücü, “Dünya’nın milyonlarca yıl içerisinde yarattığı dengeyi 100 yılda zedeledik. Yaşananlardan ders çıkararak Dünyamızın yaralarını sarmaya bugün başlayabiliriz. Karbon salınımı yüksek dizel ve benzinli araçların yerine çok daha çevreci LPG-CNG yakıtlı araçları tercih edebiliriz. Enerji üretimimizi insan sağlığını doğrudan etkileyen ve Küresel Isınmanın ana tetikleyicilerinden biri olan kömür yerine yenilenebilir kaynaklara yönlendirebiliriz. Bilinçsizce tüketimi durdurup, enerji tasarrufu sağlayabiliriz. İnsan doğanın bir parçası olduğunu hatırlamalı. Dünyayı kurtarmak bizim elimizde. Onun içinde yaşadığımızı bilerek, ona verdiğimiz zararın doğrudan bizi etkilediğini anlayarak hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı