CLOSE

Suggested:

    Medeniyetsizler.. Kemal.. Ve katiller..

    Medeniyetsizler.. Kemal.. Ve katiller..

    Bugün benim yerime yine bir vatandaş, bir yazar ve bir siyasetçi konuşacak..

    Nerelerden nerelere gelmişiz..

    Okuyun göreceksiniz..

    BIRAKIN ŞU “MEDENİYETSİZLERİ”

    Nebi Karakaş

    İçimizdeki adı bizden, kıyafeti bizden, yediği bizden, içtiği de bizden olan İngiliz uşakları daha dikkatli okusun lütfen..

    Osmanlı’yı karalamak için, İspatı dahi mümkün olmayan bir iftirayı Belçika da bir yerel gazete dahi yazsa, “vay anasını, bizim Osmanlı’da neler yapmış yahu” diyen yavşakların her türlü belgesi ve yapısıyla orta yerde duran Osmanlı’nın değerlerine inanması, biliriz ki mümkün değildir..

    Avrupa’da, insan haklarının ismi bilinmezken.. 

    Kendi topraklarında yaşayan farklı inançlara, mezheplere mensup, farklı dilden, farklı kıyafetten insanları özgürce yaşatan, bununla da yetinmeyerek hayvan ve bitki haklarını dahi teminat altına alan tek devlet, Osmanlı Devleti’dir..

    Yayınlanan bir “Kanunname” ile yük hayvanları haftada iki gün izinli sayılmış, ülkenin çeşitli bölgelerinde hayvan hastahaneleri/bakım evleri kurulmuş (biri Bursa’dadır ve sürüsünü kaybeden leylekler için kurulmuştur) ve yaş ağacın kesilmesi de yasaklanmıştır (Meşhur Fatih Kanunnamesi)..

    Fatih Sultan Mehmed, İstanbul fethinden hemen sonra yayınladığı “Amanname” ile Galata’da oturan Ceneviz halkına ve tekmil Hıristiyanlara inanç, ibadet, kıyafet, seyahat ve ticaret özgürlüğü tanımıştır..

    Avrupa, akıl hastalarını, “ruhlarına şeytan girdiği inancıyl”a yakarken, bu topraklarda her türlü akıl hastalığı tedavi edilmiştir.. 

    Şimdilerde modern tıbbın tekrar keşfettiği, “müzikle ve su sesiyle tedavi” metodu, bu topraklarda yaklaşık bin yıl önce kullanılmıştır..

    “Medeniyetsizler”den öğrendiğini medeniyet zannedersen, işte böyle kendi ülkene düşman olursun..

    Özünüze dönün artık..

    KEMAL BEYİ YADIRGAMADIM

    Şahin Mengü

    Düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak CHP’nin görevidir..

    Nitekim CHP’nin parti programında şöyle denmektedir: 

    “İletişim özgürlüğü, ülkemizde insanca yaşamanın, saydam bir yönetime kavuşmanın ve demokratik sistemin temel koşullarındandır. Halkın doğru haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkının bir aracı olan yazılı, görsel ve dijital medyanın temel işlevi ise iletişim özgürlüğünün sağladığı özgürlük ve sorumluluk alanını en iyi şekilde değerlendirip gerçekleri tarafsız biçimde kamuoyuna yansıtmaktır..”

    CHP, düşünce ve ifade özgürlüğünü, gazetecinin veya düşün insanının hangi düşünceye sahip olduğuna bakmaksızın savunmak zorundadır..

    Kemal bey, basının görevleri arasında, gazetecilik sorumluluğu dışına çıkıp, düzmece belge düzenleyerek veya düzenlenmiş olanları kumpasçı savcılara servis etmek ve bu belgeler üstünden halkı yanlış bilgilendirmek yoktur..

    Ama siz, Adana mitinginde kumpas davalarında önemli rol oynadığı için şimdi tutuklu olan FETÖ sanıklarından Nazlı Ilıcak, Mehmet Baransu ve Altan kardeşlerin adlarını anons ettirerek CHP’lilere alkışlattırdınız ve onları kahramanlaştırdınız..

    Bu davranışınıza karşı haklı tepki sizi rahatsız etmiş olacak ki, olayı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında göstermek için, Volataire’nin ünlü “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canım veririm” sözünü tekrarlamışsınız..

    Kumpas davaları açarak insanların hayatını karartan kaçak FETÖ’cü savcılarla işbirliği içinde olmak, düzmece belgelere kuryelik yapmak, sizin açınızdan düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında mıdır?

    Yani Ergenekon sürecinin kaçak savcılarıyla beraber kumpas davalarının mimarlığını yapmak gazetecilik midir?

    Bu düzmece belgeleri sırf, Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar vermek için doğruymuşçasına haberleştirmek, “tarafsız” gazetecilik yapmak mıdır?

    Bu yapılan, halkın doğru haber alma, doğruları ve gerçekleri bilme hakkının engellenmesi değil midir?

    Bir gazetecinin ya da düşün adamının fikirlerini özgürce açıklamasını savunmak başka şeydir, katıksız bir Atatürk ve CHP düşmanı oldukları bilinenleri alkışlatmak, kahramanlaştırmak başka bir şeydir.. 

    Bu tutumunuz gerçek CHP’lileri yaralamıştır..

    Ama tabii siz, Mehmet Bekaroğlu’nu, Selina Doğan’ı, Murat Özçelik’i ve TR 705’de alkışlatmış ve kahramanlaştırmıştınız.

    Ahmet Altan sizin TESEV’den veya bir başka yerden dostunuz olabilir, o dostluğunuz sizin şahsi ilişkinizdir, onu genel başkan sıfatıyla alkışlatıp, kahramanlaştırmak hakkına sahip değilsiniz..

    Aslında söylemlerinizi, davranışlarınızı ve özellikle de Cumhuriyet Gazetesi’ni ve onun kurucu babalarını çok sevmenizi ben hiç yadırgamıyorum, zira siz de “Ben Dersimli Kemal” diyerek T.C’ye kendinizce medyan okumuştunuz..

    Onun için gazetecilik kisvesi altında tetikçilik, kuryelik yapanları alkışlatmanızı, kahramanlaştırmanızı hiç yadırgamadım Kemal Bey..

    9 Aralık 2016 Cuma günkü yazısından alıntıdır..

    Ve CHP’lilere takdimimdir..

    YAŞARKEN BİRARAYA GELİN

    Cemal Öner

    O şehit babalarının cenazesinde gözyaşı dökerek babalarına veda eden evlatlarımızın yüreklerindeki acı, tek bir şekilde dinecektir..

    Babalarının katilleri o şerefsiz teröristlerin sözle değil, insanların gözlerinin önünde cezalandırılacakları o gün geldiği zaman.. 

    Artık insanlar televizyonlarda, radyolarda ve internetteki konuşmalardan sıkıldı..

    Onlarca canın yok olduğu gün biz millet olarak o yası yüreğimizde hissedemiyorsak, orada zaman durmuş demektir..

    Ve bir sözüm de parti liderlerine..

    Artık vatandaşlarınız ölürken değil, onlar yaşarken biraraya gelin.. 

    Sizden tek beklentimiz bu..

    Ölüler üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışanlar, bunu yapar mı acaba?