CLOSE

Suggested:

    “N’oluyor lan bu Türkiye’ye?”

    “N’oluyor lan bu Türkiye’ye?”

    Önceki gün..

    Hollanda hükümeti, Dışişleri Bakanıımızın uçağına iniş izni vermedi..

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızı da konsolosluğumuza, (yani, Viyana Anlaşmasına göre kendi toprağımıza) 30 metre mesafede özel timle durdurdu ve içeri sokmadı..

    Gerekçe olarak da, “kamu güvenliği ve güvenlik” olarak gösterildi..

    Biliyorsunuz, kısa bir süre önce de Almanya ve Avusturya “aynı tür” bir tutum sergilemiş, Bakanlarımızın vatandaşlarımızla buluşmasını engellemişti..

    Teröristlerle içiçe yaşayan bu ülkelerin “bahane”lerine bakar mısınız?

    Dünyada bunun örneği yok..

    İyi hatırlayın..

    “Darbe karşıtı, demokrasi aşığı, özgürlük timsali” olduklarını iddia eden bu ülkeler, 15 Temmuz darbe girişimini de görmezden gelmişlerdi..

    Hatta, “darbe girişimi başarılı olmadığı” için büyük bir hayal kırıklığı yaşamışlardı..

    Ak Parti karşıtları ve HAYIR’cıların büyük bölümü..

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakan’larına (dolayısıyla ülkesine) yapılan bu tutuma tepki göstermek yerine avuçlarını ovuşturuyorlardır..

     “Ülkesine düşman” bu güruha, “hain” lafı bile az kalır bence..

     (NOT: Onlar bu düşmanlığı ‘Tayyip’e düşmanlık’ olarak niteliyor güya, ama açık-seçik kendi ülkesine karşı düşmanca bir tutumdur bu..)

    EMİR VERMEYE ALIŞMIŞLAR

    Bütün bu olup-bitenler gösteriyor ki..

    Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, “doğru yolda”..

    Batı ülkeleri Erdoğan gelinceye kadar “yumuşak politika izleyen” Türk yöneticilerinin ensesine vurup ağzından lokmayı almaya alışmışlar..

    İçlerinden biri sesini yükseltecek olsa, “kes sesini otur yerine” demeye alışmışlar..

    “Biz ne verirsek onunla yetinin” demeye alışmışlar..

    Osmanlı’dan bu yana, “yasalarınızı bize uygun hale getirin” diye emir vermeye alışmışlar..

    “Evet, Türkleri içimize aldık, ama bizim istediğimiz siyasetçiler onlarla görüşür” demeye alışmışlar..

    Atatürk’ten bu yana ilk kez bir Türk liderin, “dünya 5’ten büyüktür” diyerek batıya baş kaldırması işlerine gelmiyor..

    Bir Türk liderin dünyaya meydan okumasına tahammül edemiyorlar..

    Türkiye’nin ekonomisinin gelişmesine, ithal ettiği bir çok askeri ve sivil aracı üretmesine, dünyanın en büyük havaalanını yapmasına katlanamıyorlar..

    KIRILMA NOKTASI “IMF”

    10 yıl öncesine kadar Batı, bize karşı böyle değildi..

    Peki, ne oldu da birdenbire böylesine “düşmanca bir tutum” içine girdiler?

    “Kırılma noktası” nedir?

    Her şey, “Erdoğan’ın IMF’den borç almayı kesme kararından sonra” başladı..

    Cumhuriyet tarihinde ilk defa batı ve batının içimizdeki temsilcisi malum işadamı derneği, “n’oluyor lan bu Türkiye’ye” dedi..

    IMF’nin borç parasıyla, IMF’nin ekonomik politikalarıyla ve emirleriyle sürekli borçlanan ve her anlamda gerileyen Türkiye’nin bu “IMF’den kurtulma” kararı batıyı ve içimizdeki temsilcilerini şoka uğratmıştı..

    İşte “kırılma noktası” buydu..

    Hani Erdoğan karşıtları, “terör Ak Parti iktidarı döneminde azdı” diyorlardı ya..

    Görünüşte doğru bir tespitti bu..

    Ama, yanıldıkları bir nokta vardı..

    Terör Türkiye IMF’den kurtulduktan sonra, 2008 yılında “azdı”..

    Batı, “bağımsız olmak isteyen” Türkiye’ye nefes aldırmak istemiyor..

    SON ŞANSLARI “REFERANDUM”

    Bununla da yetinmediler..

    2008’den itibaren Erdoğan’ı devirebilmek için defalarca “darbe” teşebbüsünde bulundular..

    “Gezi olayları, 17-25 Aralık olayları, üniversitelerde ayaklanmalar, Deniz Baykal-Kılıçdaroğlu operasyonu, 15 Temmuz kalkışması, ülke halkını kutuplaştırma/çatıştırma operasyonları, para ve ekonomi baskısı” gibi..

    Şimdi de, Meclis’te önleyemedikleri Anayasa değişikliklerini referandumda önlemek için çırpınıyorlar..

    Biliyorlar ki; Türkiye’de “yönetim sistemi” değişirse, kuş ellerinden uçacak ve kendilerine rakip olacak..

    Bu nedenle, “seçmenlere değişikliklerin Türkiye’ye neler kazandıracağının anlatılmasını” istemiyorlar..

    Ve Erdoğan’ı yıkıncaya kadar, “yeni darbeler” peşinde koşuyorlar..

    Çünkü..

    Anketlere göre neredeyse başa baş giden EVET ve HAYIR oylarının, Erdoğan’ın aleyhine dönmesini istiyorlar..

    Ve son şanslarının bu referandum olduğunu çok iyi biliyorlar..

    UYGAR FALAN DEĞİLLER

    Artık iyice açığa çıktı ve şahit oluyorsunuz..

    Hollanda ve Almanya dahil, uygar sandığımız o batı, “Vahşi Batı”dan başka bir şey değil aslında..

    “Emir ve görüşlerinize hazırız komutanım” demediğiniz, çıkarlarına hizmet etmediğiniz zaman, ne hukuk tanırlar ne de demokrasi..

    Özgürlüğü de, “çizdikleri daire içinde” olursa kabul ederler..

    Yoksa polis tepelerine bir biner, pir biner..

    “TEK YUMRUK” OLMALIYIZ

    Tayyip düşmanları dahil bütün TC vatandaşlarına söyleyeceğim şudur:

    Bırakın Bakan’ı ve milletvekilini, sade bir Türk vatandaşına karşı yapılan hakaret ve terbiyesizlik, bütün Türk vatandaşlarına yapılmış demektir..

    Görüşü, ideolojisi, partisi ne olursa olsun, “ülkesini seven her TC vatandaşı” bundan alınmalı ve gereken tepkiyi göstermelidir..

    İçeride birbirimizi yesek de, dışarıya karşı “tek yumruk” olmak zorundayız..

    Hadi, yapalım artık bunu..