Farhadi, “Projelerinizde kendi hayatınızdan mı yoksa gözlemlerinizden mi ilham alıyorsunuz?” sorusu üzerine Antalya Havaalanı’nda başına gelen ilginç bir olayı anlattı: “İki gün önce havaalanındaydım ve valizimi kaybettim. ‘Şu ofise git ve problemin neyse oraya söyle dediler. Bir çocuk oturuyordu. Derdimi anlatmaya başladım ama Instagram’a bakıyordu. Beni dinlemediği için sinirlendim ve masaya vurdum. Meğer işitme engelliymiş. Sonradan çok yardımcı oldu ve ben de çok üzüldüm. Bu sahne hemen gözümün önünde canlandı. Belki de bu sahneyi filmimde kullanacağım. Genç yönetmen adaylarına da şunu söylemek istiyorum; ihtiyacınız olan tüm malzeme çevrenizde.” Diziler yüzünden 100 dk’lık filmler uzun geliyor Bir gün tiyatroya dönmek istediğini de söyleyen Farhadi “Tiyatro kökenliyim, bir gün tiyatroya geri dönmek istiyorum. Çünkü tiyatronun daha saf olduğunu düşünüyorum. Tiyatro seyircisi sinema seyircisinden daha dikkatli. Dizi kültürü yüzünden sinema seyircisi detaylara bakmaktansa hikayeye bakıyor. Dizi izleyicisi her 5 dakikada bir yeni olayın olmasına alışık. Bu yüzden 100 dakikalık filmlere uzun demeye başladılar. Seyirci başka bir estetiği alıştı” diye konuştu. Penelope ve Javier çok şaşırdı Farhadi, açılış filmi Everybody Knows/Herkes Biliyor’la ilgi ise şunları söyledi: “Bu ülkem dışında çektiğim ikinci film. Kendi kültürüm içinde film yapmak benim için tabii ki daha iyi. Ancak bazen yeni deneyimlere ihtiyaç duyarsınız. 15 yıl önce ailemle güney İspanya’ya gitmiştim. Bir kızın kaçırılma hikayesini öğrendik. Kızım çok etkilendi. O andan itibaren bu hikaye aklıma düştü. 5-6 yıl önce de hikayeyi geliştirmeye karar verdim. Bu süre boyunca ülkenin kültürünü anlamaya çalıştım. Penelope Cruz ve Javier Bardem’e bahsettim. Farsça yazmıştım senaryoyu. Çok şaşırdılar ve haddinden fazla İspanyol filmi olduğunu söylediler. Almodovar’a götürdüm, eş yapımcı. Ona da aynı soruyu sordum. ‘Eğer bunu sen çekmezsen ben çekerim’ dedi. Ona bırakmadım, ben çektim.”