Bugün yeni bir yıla daha girdiniz..
Ne değişti?
Büyük bir çoğunluğunuz yine halinden memnun değil..
En yakınınızdan, yani evinizin içinden başlayarak çevrenize şöyle bir bakın..
Hiç “mutlu” ve “huzurlu” insan görebiliyor musunuz?
Ya da, “yaşantımdan memnunum” diyen birini duydunuz mu?
Pek sanmıyorum..
Kimi işinden, kimi eşinden, kimi sağlığından, kimi arkadaşından, kimi anne-babasından ya da kardeşinden..
Şikayet edecek, sızlanacak, dertlenecek, kendini strese sokacak mutlaka bir şeyler buluyor..
Bu haliniz, yeni yıl için yaptığınız bütün “iyi temenni”lere rağmen, değişmeden devam edecek..
Taa ki, siz değişene kadar..
…
HİÇ “TATMİN” OLMUYORUZ
Çünkü, biz insanoğlu gözümüzü hep bizi mutsuz edecek şeylere dikiyoruz..
İsteklerimiz, beklentilerimiz ve taleplerimiz bitmek bilmiyor..
Bu istek ve taleplerimiz gerçekleşmediğinde de, yakınmaya başlıyoruz..
Ve gerçekte ne kadar “şanslı” biri olduğumuzu düşünüp bundan mutluluk payı çıkaracağımıza, kendimizi olumsuzluğa bırakıyoruz..
Oysa, bunlardan sıyrıldığımız ölçüde –ki bunu rahatlıkla yapabiliriz- hayattan keyif alır, mutlu olabiliriz..
…
“Bunları yapmak, içinde bulunduğumuz ortamda mümkün değil” diyenlere bir-iki çift lafım var..
İnternette var..
Ama yine de size, “göz önünde bulundurulması gerekenler” listesini vereceğim..
Okuyun ve yeni yılda da halinizden şikayet ederken biraz düşünün..
Bakalım mümkün mü, değil mi?
…
KAÇ KİŞİDEN DAHA İYİSİNİZ?
- Eğer bu sabah “yatalak” olacak kadar hastalıklı değil de ayaklarınızın üzerinde duracak kadar bile sağlıklı uyanmışsanız..
1 hafta sonrasını göremeyecek olan 1.5 milyon insandan daha şanslısınız..
- Bir savaş tehlikesi ile işkence görmek ihtimali ile ve aç kalma korkusu ile karşı karşıya değilseniz..
900 milyon insandan daha iyi durumdasınız..
- Tutuklanmaktan, işkence görmekten veya öldürülmekten korkmuyor ve inançlarınızı yerine getirebileceğiniz bir ibadethaneye gidebiliyorsanız..
- Az da olsa bir yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa..
Dünyadaki insanların yüzde 75’inden daha zenginsiniz..
…
Birçoğunuz için, biraz daha öteye gideceğim..
- Banka hesabınızda ya da cebinizdeki cüzdanda para varsa..
Dünyanın en imtiyazlı kişileri arasındasınız: Yüz kişiden altısı..
- Hem anneniz hem babanız sağ ise..
Siz bu dünyada nadir kişilerden birisiniz..
- Bu yazıyı buraya kadar takip edebildiğinize göre..
Okuma-yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri de değilsiniz..
…
HAYATA BAKIŞINIZ ÖNEMLİ
Düşünün şimdi..
Şu saydıklarımın yarısı bile doğru olsa, insanın haline gerçekten şükretmesi ve mutlu olarak yaşayabilmesi için çok şeyi var demektir..
Önemli olan şey, sizin hayata nasıl baktığınız..
Neyi nasıl görmek istediğiniz..
Hayattan ne beklediğiniz, neyi ne kadar istediğiniz..
…
Biliyorum ki, çoğumuz genellikle ya “dünü” ya da “yarını” yaşamaya çalışır..
Neden “bugünü” yaşamayı, bugünü en iyi şekilde değerlendirmeyi ve bugünü ertelememeyi düşünmüyorsunuz?
Düne ve yarına demirden bir perde çekin, bugünü yaşayın..
Bugün işinizi hakkını vererek yaparsanız, bugün evdekilere ve iş yerindeki arkadaşlarınıza iyi davranırsanız, bugün bir insana iyilik yaparsanız, bugün hiçbir şeyden şikayet etmez kendinizi pozitif duygulara bırakırsanız, “bugününüz” iyi, güzel ve mutlu geçmiş olacak..
Böylece, “yarın”ın temellerini de “iyi-güzel ve mutlu” olacak şekilde atmış olacaksınız..
Ve yarın olduğunda, “evet, benim dünüm iyi-güzel ve mutlu geçti” diyebileceksiniz..
…
DENEYİN ÇOK ŞEY KAZANIRSINIZ
Bunları yapmak hiç de zor değil..
Yaşam sizin, ama en azından kısa bir süre şu yazdıklarımı bir deneyin..
Bir şey kaybetmezsiniz, ama kazanacağınız çok şey var..
Haydi, ertelemeyin, hemen bugün başlayın..
Ve unutmayın;
Siz değişene kadar hiçbir şey değişmeyecek..