CLOSE

Suggested:

    Türkiye’yi hala “Muz Cumhuriyeti” sanıyor bunlar..

    Türkiye’yi hala “Muz Cumhuriyeti” sanıyor bunlar..

    6 Mart tarihli yazımda..

    “Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasına” tepki gösteren ve “Almanya’da özgür ve bağımsız basının olması bizim demokrasimizin bir parçasıdır ve rahatsız edici olsa bile hiçbir zaman sorgulanamaz” diye konuşan Almanya Başbakanı Merkel için, “gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor” demiştim, hatırladınız mı?

    Merkel’in yalanını (belgesiyle) yüzüne vurarak, Bild’in AB muhabiri Hans Martin Tillack’a Avropolis’in yaptıklarını anlatmıştım..

    Bırakın Alman yetkilileri, Alman mahkemeleri bile Tillack’ı “tehditle susturan” Avropolis’e dokunamamış, boyun eğmek zorunda kalmıştı..

    Sadece Almanya’da değil, batıda hiçbir ülkede “basının özgür olmadığını” burada bir kez daha tekrarlıyorum..

    “Tillack olayını” 6 Mart tarihli o yazımda anlatmıştım..

    Bu ibretlik olayı okumalısınız..

    Almanya’nın gazetecilere karşı özgür ve bağımsız(!) yüzünü görmüş olursunuz..

    HERKES HADDİNİ BİLECEK

    Bugün, kapısının önü pislikten geçilmezken başkalarına “kapının önünü temizle” diyen zihniyete bir örnek daha vereceğim..

    Merkel’in gösterdiği tepkiyi, önceki gün Alman Ekonomi Bakanı Wolfgang Schäuble de gösterdi..

    Bunların sadece “baş”ları değil, “kıç”ları da yalancı..

    Üstelik, çok da küstahlar..

    Schäuble de yine aynı yalanla Deniz Yücel'in serbest bırakılması şartını öne sürerek Türkiye’ye, “ekonomik işbirliği için” şantaj yaptı..

    Türk mevkidaşı Nihat Zeybekçi ile önümüzdeki günlerde Baden Baden'de görüşeceğini belirten Schäuble, "görüşmede bu şartlarda işbirliğinin sürmesinin oldukça zor olacağını söyleyeceğim” dedi..

    TC yasalarına göre suç işlemiş birinin serbest bırakılmasını isteyerek açık-seçik, “sizin yasalarınız bizi ilgilendirmez kardeşim” diyor bu zat..

    Demokratlıklarına ne oldu bunların?

    Yasalara olan saygıları nereye gitti?

    Bir başka ülkenin iç işlerine karışma cüretini hangi hakla gösterebiliyorlar?

    “BU TÜRKİYE”DEN KORKUYORLAR

    Bunlar Türkiye’yi hala bir “Muz Cumhuriyeti” gibi görmeye ve göstermeye çalışıyor..

    Dün de dediğim gibi;

    “Çok uzun zamandır bizimkilere talimat vermeye ve ülkemizi sömürmeye” alışmışlar ya..

    Türkiye’deki elemanlarının, “T.C. Başbakanı’na gel diye talimat verip pijamayla karşılamasına” alışmışlar ya..

    Aynı düzen devam etsin istiyorlar..

    Ama Türkiye, artık o eski Türkiye değil..

    Bütün kızgınlıklarının, çıkardıkları zorlukların ve şantajlarının sebebi bu..

    “Ajan” olarak kullandıkları bir gazetecinin tutuklanması bile zorlarına gidiyor..

    Yeni sistemle Türkiye’nin daha da güçleneceğini bildikleri için, “EVET”i her şekilde engellemeye çalışıyorlar..

    BUNLARDA HER YOL MÜBAH

    Farkına varmış olmalısınız..

    Bu batı, “Türkiye’ye haddini bildirme yarışına girdi” adeta..

    Biri ajan-gazeteciyi bahane gösterip şantaj yapıyor..

    Biri Bakanları ülkesine sokmuyor..

    Biri, “artık AB maceranız bitmiştir” diye tehdit ediyor..

    Şimdi de İsviçre’de bir gazete Avrupa’daki Türk’lere, “referandumda HAYIR oyu verin” çağrısı yapıyor..

    Bütün bunlara “Türkiye tepki göstermesin” istiyor..

    Olacak şey mi bu?

    BİNALİ YILDIRIM HAKLI ÇIKTI

    Dün de Anayasa değişikliği referandumunda hem Türkçe hem de Almanca, “HAYIR oyu verin” çağrısında bulunan İsviçre'nin Blick gazetesi, Başbakan Binali Yıldırım’ın söylediklerini kanıtladı..

    Ne demişti Başbakan Yıldırım;

    “Hollanda ve Almanya'nın faşist uygulamalarında FETÖ unsurları çok etkili.. Medya onların etkisi altında kalıyor” demişti..

    İçimizdeki HAYIR’cılar da, “işi getirip FETÖ’ye dayayarak mağdur rolü oynuyor” diye eleştirmişti..

    Ama, -gördüğünüz gibi- gelişmeler O’nu haklı çıkartıyor..

    Özetle..

    Bu batı ülkeleri Türkiye’de sistemin değişmesini istemiyorsa, “demek ki, bu sistem mutlaka değişmeli”..

    Çünkü, bunlar “büyük ve güçlü bir Türkiye” istemiyorlar..

    Bence, oyunuzu belirlerken bunu da gözardı etmeyin..