CLOSE

Suggested:

    Yakılan midibüs.. Çocuk tacizcisi gazeteci.. Ve CHP..

    Yakılan midibüs.. Çocuk tacizcisi gazeteci.. Ve CHP..

    “Aklı başında olan CHP’lileri (sayıları çok çok çok az maalesef) bu yazımın dışında tutuyorum..

    CHP’lilerde genellikle araştırma yok, soruşturma yok, kendini geliştirme hiç yok..

    Ama ezbercilik, iftira, hep kendini haklı görme, herkesin kendileri gibi olmasını/düşünmesini isteme gibi “bozuk zihniyet” tonlarca var..

    Bugün bunlara, birkaç örnek vereceğim..

    Gelişmediklerini, gelişmek istemediklerini, dünyaya ve hayata at gözlükleriyle baktıklarını bir kez anlayın istiyorum..

    BİR.. “YAKILAN” MİDİBÜS

    Büyükşehir Başkanı Menderes Türel Antalya’da engelliler dahil bütün insanlar rahat ve konforlu bir şekilde yolculuk yapsın diye, toplu ulaşım araçlarında bir “dönüşüm” yapıyor..

    Aslında bu dönüşüm Türel’in ilk döneminde başlamış, toplu ulaşım esnafı da CHP’lilerin kışkırtmasıyla bu değişime büyük bir direnç göstermişlerdi..

    Ve Türel seçimi kaybedince başladığı dönüşüme devam edememişti..

    Daha sonra dönemin Başkanı Mustafa Akaydın bu dönüşümü yapmaya çalıştı..

    Esnafın direncini kıramayınca, o da devam edemedi..

    Ve şimdi Türel, büyük bir kararlılıkla bu dönüşümü gerçekleştiriyor..

    Ve yine CHP’lilerin kışkırtmasıyla esnafın bir bölümü yine direniyor..

    Geçtiğimiz gün bu dönüşümü anlatmış ve “esnaf en geç 1 Şubat 2017’ye kadar araçlarını dönüştürmezse sistem dışı kalacak” demiştim..

    13 Ocak Cuma günü akşam saatlerinde bir midibüs yandı..

    “Türel siyasi prim kazanmasın” diye toplu ulaşım sisteminin iyileşmesini istemeyen CHP’lilerle Türel ve AK Parti aleyhtarları hemen olayı çarpıttı..

    Yapılan en iyi hizmetleri dahi kötüleyen CHP’liler, bu olayda da boş durmadı..

    Polis tutanakları ve alınan ifadelerdeki itirafa göre, “midibüsü araç sahibine kızan şoför yakmıştı”..

    Hiçbir araştırma-soruşturma yapmadan harekete geçen CHP’li bir meclis üyesi sosyal medyada hemen, “ekonomik krizde araç dönüşümü yapılmasının esnafa araç yaktırdığını” ifade eden paylaşımlarla “resmen vatandaşı kandırdı”..

    Ve geçmişte olduğu gibi kışkırtmalarına devam etti..

    Bu CHP’liye kananlardan bazıları, gerçek ortaya çıkınca sosyal medya hesaplarından yazdıkları ifadeleri tek tek silmek zorunda kaldı..

    Ama, CHP’li o üyenin, paylaşım yapan ezbercilerin ve CHP’ye oy verenlerin yüzü kızardı mı acaba?

    İKİ.. “PEDOFİLİ” GAZETECİ

    Geçtiğimiz hafta içinde, Manavgat’ta “koyu CHP’li” olduğu belirtilen, CHP’li yönetici ve vekillerle bol bol fotoğraf paylaşan bir gazeteci, “küçük çocukları taciz ettiği” iddiasıyla tutuklanmıştı..

    Bunu AK Parti’li veya Ak Parti’ye yakın bir gazeteci yapsaydı, CHP’liler sosyal medyayı paylaşımlarıyla boğardı..

    Ama hiçbiri tek kelime etmedi..

    “Derin Gerçekler” isimli kullanıcı tarafından o gazetecinin, ''hükümet çocukları istismar ediyor'' diyen CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’le birlikte fotoğrafı paylaşıldı..

    İsminin başına T.C. ve Çapulcu ibaresi koyanlar, buna hemen “keşke Ensar Vakfı’ndaki rezaletleri de az da olsa görebilseydik” gibi yorumlar yazarak, dikkatleri başka tarafa çekme gayreti içine girdi..

    Taciz ya da şiddet, kim tarafından yapılırsa yapılsın kötü..

    Önceki gün başta CHP’li vekil Tuncay Özkan olmak üzere, bütün Ak Parti karşıtları tarafından paylaşım rekorları kıran, “bir Kuran kursunda hocanın bir çocuğa terliğiyle şiddet uygulaması” olayını insan olan hiçkimse kabullenmez..

    Ama, “taciz” de kabullenilmemeli..

    “Kendilerinden birinin tacizinin üstünü kapatmak, bir kuran kursu hocasının şiddetini alabildiğine yayıp algıyla Ak Parti’yi itibarsızlaştırmak, bu arada başka hedefler göstererek içlerindeki kötüleri gizlemek” tam da CHP’lilere göre bir davranış biçimi..

    Hiç değişmiyorlar maalesef..

    ÜÇ.. “SAĞ KÖKENLİ” GAZETECİ

    Bir süre önce..

    “Boğaçayı Konyaaltı’nı yutar mı” başlığıyla yazdığım yazıya gelen tepkiler “sol görüşlü olanlarla ilgili düşüncelerimi” adeta kanıtlar nitelikteydi..

    Biri şöyle diyordu:

    “Boğaçayı’nın sağında-solunda arazimiz olsaydı, yapılsın diye senin gibi savunurdum..”

    Olaya bakış açısı öylesine şaşırttı ki beni..

    Buna şöyle bir cevap vermiştim:

    “Benim ne Boğaçayı çevresinde ne de dünyanın herhangi bir yerinde evim de arsam da yok.. Ama sende de kafa yok be birader..”

    Baktı olayın arsayla falan ilgisi yok, hemen belden aşağı vurmaya başladı:

    “Bu sağ kökenli gazetecilerin IQ’su hep düşük mü oluyor?”

    Arsa konusunda yanıldı ya, saldırıp üste çıkmaya çalışıyor:

    “Hep rantı savunuyorsun, insanla ilgili bir şey paylaş bir gün de takdir edeyim seni... Betondan eser mi kazandırılır bu kente, betonla mı besleniyoruz biz... Millet aç herkes borçlu, bunu yaz..”

    Bunları yazanın adını vermeyeceğim..

    Bu kesim hemen hemen hep aynı olduğu için, isimler önemini yitiriyor..

    Ve gelişmiyorlar, gelişmek istemiyorlar, dünyaya/hayata at gözlükleriyle bakmaya devam ediyorlar maalesef..