13 ilde terör örgütü DEAŞ'a operasyon: 72 gözaltı
Bakan Yerlikaya, 13 ilde terör örgütü DEAŞ'a düzenlenen GÜRZ-1 operasyonunda 72 kişinin yakalandığını açıkladı.
Bosna Hersek'teki katliamların en büyüğü bundan 29 yıl önce Srebrenitsa'da yaşandı. Balkanların kara lekesi olarak tarihe geçen soykırıma müdahalede geç kalan uluslararası kamuoyu, bunun bir daha yaşanmayacağı vaadinde bulundu. Aradan yıllar geçti ama dünyanın soykırıma karşı sessizliği hiç değişmedi. Bugün soykırımın adı, Gazze...
Bosna Hersek, Yugoslavya'yı oluşturan 6 devletten biriydi. Berlin duvarının yıkılması sonrasında Sovyetler Birliği dağıldı.
Bağlantısızlar Hareketi içindeki Yugoslavya da benzer bir kaderi paylaştı. Önce Slovenya, ardından Hırvatistan bağımsızlıklarını ilan etti. Yugoslavya'nın kendi mirasları olduğunu savunan Sırbistan, önce Hırvatistan'a saldırdı. Slovenya ve Hırvatistan'ın AB tarafından tanınması gerilimi tırmandırdı. Ancak Brüksel, Bosna Hersek için referandum şartı koştu.
Bosna-Hersek'te 1992 yılının Mart ayındaki referandum ve bağımsızlık ilanı Belgrad'ın tepkisini çekti. Artık hedef, Bosna Hersek'ti. Başkent Saraybosna kuşatıldı. Kentin dört bir yanına barikatlar kuruldu.
5 Nisan'da atılan ilk bomba, bin 425 gün sürecek Bosna Savaşı'nı başlattı. Saldırıda ölen iki sivil de, soykırımın ilk kurbanları oldu. Savaş boyunca Saraybosna'ya günde ortalama 329 havan topu düştü.
Sırplar katliamlarını başta başkent Saraybosna olmak üzere Bosna Hersek geneline yaydı. Başkentteki Markele pazar yerinde, Priyedor'da, Kapiya'da, Sırplar art arda katliamlar yaptı.
1993'te Birleşmiş Milletler Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli bölge" ilan ederek Hollanda askerlerinin korumasına bıraktı. Ancak takvimler 11 Temmuz 1995'i gösterdiğinde, eski Sırp General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birlikleri, Srebrenitsa'ya girdi.
Srebrenitsa'da 8 binden fazla genç ve yetişkin Müslüman erkek katledildi, toplu mezarlara gömüldü.
Bosna savaşını sonlandıran 14 Aralık 1995 tarihli Dayton Anlaşması oldu. Dünya bir daha böyle bir acının yaşanmayacağı vaadinde bulundu. Ancak bu, sadece sözde kaldı.
Bugün soykırımın adı Gazze... İsrail 7 Ekim'den bu yana Filistinlilerin üzerine aralıksız bomba yağdırıyor. Bebekleri öldürüyor, anneleri katlediyor. Gözaltına aldığı Filistinlilere işkence ediyor. Çocuklar, öksüz, yetim kalıyor, uzuvlarını kaybediyor.
Srebrenitsa'da, 1995'teki soykırımının teşhis edilen 14 kurbanının defni için düzenlenen törene Filistinliler de katıldı. Yaşanan dehşetin benzerliğine, dünyanın yine üç maymunu oynadığına dikkat çekildi.
İsrail'in 9 aydır süren saldırılarında 38 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bu soykırım da dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor, Bosna'dan Gazze'ye, soykırım devam ediyor.
Bakan Yerlikaya, 13 ilde terör örgütü DEAŞ'a düzenlenen GÜRZ-1 operasyonunda 72 kişinin yakalandığını açıkladı.
ABD, soykırım ile suçlanan İsrail’e koşulsuz desteğini bir kez daha ortaya koydu. Netanyahu, ABD Kongresi’ne hitap etti, dünyaya yalanlarını sıraladı. Elinde 39 binden fazla Gazzeli sivilin kanı olan, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından tutuklanması talep edilen Netanyahu, konuşması sırasında sık sık ayakta alkışlandı.
Milli Güvenlik Kurulu, iki aylık aranın ardından bugün Beştepe'de toplanacak. Toplantının öncelikli gündemi; Türkiye'nin sınır ötesinde terörle mücadele operasyonları, Suriye ile normalleşme süreci ve İsrail'in Filistin'deki saldırıları. MGK toplantısında, bölgesel ve uluslararası diğer güvenlik konuları da ele alınacak.