AFAD gönüllüsü Ayfer Pemik, Hataylıları hiç bırakmadı

AFAD gönüllüsü Ayfer Pemik, Hataylıları hiç bırakmadı

Ayfer Pemik, AFAD gönüllüsü olarak Asrın felaketinde Hatay'da görev yaptı. Gece masada ihbarları yönlendirdi, gündüz de köylerde sağlık taramalarına katıldı. Hatay'dan hiç ayrılmadı.

"Biz burada umut tohumları ektik. Bu umut tohumlarına toprak olduk, güneş olduk, su olduk. Ve hepimiz oturduğumuzda şunu dedik. Biz bu umut tohumuna güneşi, suyu, toprağı bir anda çekip gidemeyiz"

AFAD gönüllüsü Ayfer Pemik, asrın felaketinde görev yapabilmek için Bursa'dan Hatay'a gitti. Ancak o kadar bağlandı ki o enkaz şehre ayrılmak istemedi. Tıbbi laborant olarak çalıştığı hastaneden istifa etti. Ardından gönüllü olarak başladığı AFAD'ın personeli oldu.

Kimi zaman yardım kolisi dağıttı, kimi zaman konteyner evlerin kurulmasına yardım etti. Hataylılarla gönül bağı kuran Ayfer Pemik, sahada görev yaparken korneası eridi. Tedaviye başlayabilmesi için Hatay'dan ayrılması gerekiyordu. Uzun süre düşünen Pemik, depremzedelere yardım eli uzatabilmek için tedaviyi reddetti ve Hatay'dan ayrılmadı. Ayfer Pemik depremzedelerin yaralarını sardıkça bulduğu mutluluğu bırakmak istemiyor.

Özellikle Hatay'ı seçtim... Aslen Maraşlıyım. Lakin Hatay'daki yıkım çok büyük... Bursa AFAD gönüllüleri olarak 28 kişi geldik gece 112'de çağrı alıyorduk. Gündüzleri dağ köylerini tedaviye çıkıyordum sağlıkçı olarak. Çalışma, özveri, tüyler ürperticiydi yeri geldiğinde, yeri geldiğinde duygusallıktan ağlatacak dereceydi. Çünkü bütün kurum ve kuruluşlar burada canla başla çalıştılar. 6 şubat insanlığın tarihinin yazıldığı bir gündü.

Biz bir verdiysek, onlar iki vermek istedi. Biz bir hijyen kolisi gıda kolisi götürüyoruz. İçinden hemen bir şeyler yapıp işte makarnaysa makarna, kahveyse kahve... işte yemeklerini yemeden, kahveleri içmeden göndermek istemiyorlardı. Ve hep şunu dediler. "Siz bize yardım ediyorsunuz. Bizim için buradasınız. Biz istemeye hiçbir zaman alışık değildik. Her zaman verirdik, paylaşırdık... İstisnasız gittiğimiz, çaldığımız her kapıda bunu gördük.

Sahra hastaneleri kuruldu. Çok iyi bir doktora denk geldim. Sahadan çekilmemi istedi. Dedim çekilemem çünkü hizmet için geldim. Bir süre sonra gözümde çok fazla ağrı, yine şişlik geçmeyen... ilerleyen ve kornea nakline kadar gideceğini söylemişlerdi. Ankara'da bir kök hücre nakliyle çok şükür hallettik.

İnsanların bir anlamda ruhuna dokunmak, onları iyileştirmek çok büyük bir gururdu, onurdu. O insanların bir gülümsemesi, bir Allah razı olsun demeleri benim için çok doyurucu, iyi hissettiren bir duyguydu.

Kamera: İhsan Kırkbeşoğlu - Kurgu: Berkay Arslan