Anaokulu servisinde dehşet!

Anaokulu servisinde dehşet!

Minik Alperen’in dramını Kaybolan Çiçekler ortaya çıkardı, gündem oluşturdu.İzmir’de özel bir kreşe giden 3 yaşındaki Alperen Sakin, serviste unutulunca boğularak yaşamını yitirdi. Skandal, kreşte öğle saatlerinde yapılan yoklamada çıktı. Olayla ilgili sadece servis şoförü tutuklandı. Ancak Alperen'in babasının iddiaları 'yok artık' dedirtti. Baba Sakin; anaokulu yönetiminin, çocuğu 'sanki bina içerisinde yaşamını yitirmiş gibi' göstermeye çalıştığını, güvenlik görüntülerinin de silindiğini iddia etti. Acılı baba, korkunç olayın okulda görevli bir öğretmenin ifadesini değiştirmesiyle ortaya çıktığını Kaybolan Çiçekler programına anlattı.

ANAOKULU SERVİSİNDE DEHŞET

Olay günü işten çıktıktan sonra eşi ile alışveriş yaptıkları sırada kreşten arandığını ifade ederek yaşadıklarını şöyle anlattı: ”Bize telefon açtılar ‘Alperen bayıldı, biz hastanedeyiz acilen gelin’ dediler. Ben hastaneye gittiğim zaman, kreş çalışanları ve kreşin sahibi, ‘Biz çocuğu yatağına yatırmıştık, yemeğe kaldırmak için gittiğimiz zaman çocuğu uyandıramadık. Ondan sonra uyanmayınca da apar topar hastaneye götürdük. Öğlen yemeği için uyandırmaya çalışmıştık’ şeklinde konuştular. Hastanede Alperen’e müdahale eden doktor, ‘Bir saattir çocukla ilgileniyoruz gerekli müdahaleyi yapıyoruz, maalesef yaşatamadık. Çocuk zaten buraya geldiği zaman vefat etmişti dedi. Daha sonra kreş çalışanlarına soruyorum, yolda nefes alıyordu diyorlar. Alperen serviste uyuyor, bir şekilde serviste unutulmuş ve çocuk akşam 16.30’a kadar o servisin içinde havasız, insan aç susuz belki bir gün yaşar ama benim çocuğum o saate kadar İzmir’in sıcağında camları kapalı bir minibüsün içerisinde ne kadar kalabilir. Biz vatanını milletini seven insanlarız, belki bugünün Başbakanı belki yarının Cumhurbaşkanı olacaktı.

3 YAŞINDAKİ ALPEREN İHMAL ZİNCİRİ SONUCU HAYATINI KAYBETTİ

Acılı Baba Sakin ‘Ben kayıt için birkaç defa gittim kreşe. Kreşinin sahibinin odasındaki ekrandan benim çocuğumun nerede olduğunu, ne yaptığını görebiliyordum. Şu an koşturuyor, oyuncak alıyor eline, arkadaşlarıyla oynuyor gibi. Olayın olduğu gün ise duydum ki kamera kayıtları yok, bugün olmadı dediler. Bunlar çok abesle iştigal. Çünkü ben bizzat gördüm orada kamera var ve çekim yapıyor. Kamera kayıtlarını silmişler ya da silmemişler o konuda benim tam bir bilgim yok. Arabanın içerisinde kamera olup olmadığını da bilmiyorum” dedi. Diğer yandan 14 Haziran 2015 tarihinde Mardin’in Midyat Harmanlı köyünde kaybolan ve kendisinden bir daha haber alınamayan minik Ecrin ve 1 Şubat 2004 tarihinde evinin önünden kaçırılan ve 1 gün sonra cinsel istismara maruz kalarak vahşice öldürülmüş olarak evinin yakınında bulunan Damla cinayetini aydınlatmak için gelen tüm ihbarları değerlendirmeye devam ediyor. ‘’Kaybolan Çiçekler’’ önümüzdeki hafta ortaya çıkan yeni bilgi ve belgelerle nefesleri kesecek.