DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, gazetecilere bir araya geldiği toplantıda gündemi değerlendirdi. DenizBank olarak bugün tarım sektörünün finansmanında önde gelen bankalardan olduklarını vurgulayan Ateş, turizm sektörünü de önceliklendirdiklerini, yüzde 17 pazar payı ile birinci banka konumunda bulunduklarını vurguladı.
Ateş, "8 tane ana sektörümüz var; turizm, gemicilik, yurt dışı müteahhitlik, belediyeler, kamu finansmanı, eğitim, sağlık, tarım. Spor kredilerinde son yeniden yapılandırmayla aslında bir çıkış planı yaptık. Spordaki misyonumuzu büyük ölçüde tamamladığımızı düşünüyorum." dedi.
"Seçim sonrası başka bir Türkiye var"
Ateş, seçim sonrası başka bir Türkiye olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Ülkeye güveni tesis etmek için o ülkenin parasının değerli olması lazım. Parasının değerli olması için de kasada yeterli paranız olması lazım. Yerel seçim sonrasında Merkez Bankası rezervlerinin 80 milyar dolar arttığını görüyoruz. Böylelikle swap hariç rezervlerimiz eksi 65 milyar dolardan artı 12 milyar doların üzerine çıktı. Dolayısıyla enflasyonda mücadele edebilir noktaya geldik. Bunda tabii ki yüksek faiz verilmesinin de etkisi var. Politika faizinin yüzde 50’lere gelmesi ve bunun TL açısından bir cazibe yaratması, dövizden TL’ye dönüşü güçlendirdi. KKM, tepe seviyeleri olan 127 milyar dolardan, 60 milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda. Toplam rezervlerimiz 150 milyar dolara ulaştı, CDS 275 civarına geriledi.
Baktığımız zaman yurt dışı yatırımda, ilk önce portföy yatırımcısı girer. Bunun arkasından uzun dönemli yatırımcı gelir. O da kapıda bekliyor. Neyi bekliyor? Bu stabil ekonominin kararlı bir şekilde sürdürülüp sürdürülemeyeceğine bakıyor."
"Enflasyonu kurutmadan bunun ötesine geçmemize imkan yok"
Hakan Ateş, Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık kararına da değindi.
Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık kararına da değinen Ateş, "Bizim bankanın aldığı etki 4,5 milyar TL. Bu tutarı yıllıklandırırsak 9 milyar TL'ye tekabül eder. Bizim sektör payımızın yüzde 6 olduğu düşünülürse sadece bu kararların sektörün tamamına yansımasını hesaplayabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Ateş, sinek öldürmektense bataklığı kurutmak gerektiğini ifade ederek, "Bataklık ne? Enflasyon. Enflasyonu kurutmadan bunun ötesine geçmemize imkan yok." dedi.
"Enflasyon dediğiniz olay fırsatçılık, stokçuluktur"
Yeni vergi yasasının beklendiğini aktaran Ateş, kurumlar ve gelir gibi ana vergilerde artış beklemediğini söyledi.
Ateş, "Acı reçeteyi kime verirsen ‘almayayım’ der. Bankacılık sektörü, kamu sektörü, özel sektör ve hane halkı fedakarlık yapmadan enflasyona karşı başarı sağlanamaz. Enflasyon dediğiniz olay fırsatçılık, stokçuluk olayıdır. Bir sürü insanının hatta dar gelirlinin hakkının yenilmesi olayıdır." ifadelerini kullandı.
"Alınan mali tedbirler ve yapısal reformlar da çok önemli"
Sermayenin ithal edilmesi gerektiğini de vurgulayan Ateş, şöyle devam etti:
"Eğer kararlı bir şekilde bu acı reçeteyi içmeye devam edersek, evet, ekonominin büyümesi azalır. Ancak biz bu enflasyon belasından kurtulmadığımız müddetçe ne yaparsak yapalım boşuna. Benim beklentim, 2024’ün sonuna doğru faiz indirimlerinin başlayacağı ve 2025 genelinde de enflasyonun düşüşüne paralel devam edeceği yönünde. Sonuç olarak alınan mali tedbirler ve yapısal reformlar da çok önemli. Bu, yurt dışından gelecek yatırım açısından da önem arz ediyor."