İsrailli Bakanın skandal “nükleer bomba” tehdidi gerçek olabilir mi?

İsrailli Bakanın skandal “nükleer bomba” tehdidi gerçek olabilir mi?

İsrail Miras Bakanı Amihai Eliyahu’nun Gazze’ye nükleer bomba atılmasının olasılıklardan biri olduğunu söylemesi gerek İsrail’de gerekse de uluslararası alanda büyük tepki çekti. Peki, İsrail nükleer silaha sahip mi? Bakanın açıklamaları neyi gösteriyor?

İsrail 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye havadan, karadan ve denizden saldırılar düzenliyor. Binlerce masum sivilin hayatını kaybettiği saldırılar, yüzbinlerce Gazzelinin de yerinden edilmesine yol açtı.Ancak çoğunluğunu çocukların oluşturduğu kurbanlar İsrail’de bazı aşırı sağcılar için yeterli görülmüyor. Başbakan Netanyahu’nun savaş kabinesinde Miras Bakanı olarak görev yapan Amihai Eliyahu da bunlardan biri.Yedioth Ahronoth gazetesinin aktardığı habere göre, İsrailli aşırı sağcı Kültür Mirası Bakanı Amihai Eliyahu, Kol Barama Radyosu’na verdiği demeçte, “Gazze’ye nükleer bomba atılmasına gerek olup olmadığı” sorusuna şu yanıtı verdi;“Bu da ihtimallerden biri. Ben rehinelerin geri dönmesini umuyorum ama savaşın da bir bedeli var. Bu, onları neyin korkuttuğunu ve neyin caydırıcılık yaratacağını incelemenin bir yoludur.”

{ilgili-haber-810028}

İsrailli Bakanın ağzından kolaylıkla çıkan bu tehdit, kitlesel ölümlere neden olan ve dünyada yalnızca ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda kullandığı nükleer bomba.Japonya’da milyonlarca insanın hayatına mal olan nükleer silah İsrail’de var mı?Hangi ülkelerde nükleer silah var?Neden olduğu yıkım açısından "en tehlikeli" olarak gösterilen nükleer silahlardan dünyanın temizlenmesi için yürütülen çabalara rağmen bu silahları 9 ülke elinde bulunduruyor. ABD ve Rusya ise dünyadaki tüm nükleer savaş başlıklarının yüzde 93'ünü kontrol ediyor.

Bazı nükleer silahların biri bile bir kenti yok etmeye, yüz binlerce kişiyi öldürmeye, uzun süreli etkileriyle de çevreyi ve gelecek nesillerin hayatlarını tehlikeye atmaya yetebilecek güce sahip bulunuyor. Nitekim, ABD'nin 6 Ağustos 1945'te Hiroşima'ya tarihin ilk atom bombasını atması sonucu kentin yüzde 90'ı yok oldu, patlamanın yaşandığı ilk anda 80 bin kişi yaşamını yitirdi.

Üç gün sonra Nagazaki'ye atılan atom bombası da ilk anda en az 40 bin kişinin ölmesine yol açsa da, atom bombasının sonraki etkileriyle büyük çoğunluğu sivil olmak üzere 200 bin kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. İzleyen aylar ve senelerde radyasyona bağlı hastalıklardan bölgede ölümler devam etti.

İsrail nükleer başlığa sahip 9 ülke arasında mı?

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) ve Nükleer Silahların İmha Edilmesi Kampanyası’ndan (ICAN) derlediği bilgilere göre, dünya üzerinde yaklaşık 15 bin nükleer silah başlığı bulunuyor ve bu silahların yaklaşık 14 bini sadece Rusya ve ABD’nin kontrolünde tutuluyor.

Dünyada 7 bin nükleer başlığa sahip Rusya’yı 6 bin 800 başlıkla ABD takip ediyor.Ayrıca, Fransa'nın 300, Çin'in 270, İngiltere'nin 215, Pakistan'ın 140, Hindistan'ın 130, İsrail'in 80, Kuzey Kore'nin 60 nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin ediliyor.

Her ne kadar uluslararası kuruluşlar İsrail’in elinde nükleer silahlar olduğunu iddia etse de İsrail bunu kabul etmiyor. Esasen İsrail Miras Bakanı’nın açıklaması da bu açıdan “itiraf” olarak değerlendirildi.

Başbakan Benyamin Netanyahu'nun ofisi, koalisyon hükümetindeki aşırı sağ parti üyesi ve Miras Bakanı Amihay Eliyahu'nun "bir sonraki duyuruya kadar" kabine toplantılarından uzaklaştırıldığını açıkladı.

Ancak bu, tartışmaları bitirmedi.

İsrail’in nükleer silah programı

Bugüne kadar İsrail’in resmi olarak ne kabul ettiği ne de açıkça reddettiği nükleer silah konusu uzun bir süredir tartışma konusu. Öncelikle uluslararası kuruluşların raporlarında, İsrail dünyanın 9 nükleer silaha sahip ülkesinden biri kabul ediliyor.Örneğin Amerikan Atom Bilimcileri Birliği'nin 2023 yılı tahminlerine göre İsrail, 9  nükleer devlet arasında yer alıyor ve yaklaşık 90 nükleer bombaya sahip.Peki, İsrail’in nükleer silah programı nasıl başladı?Açık kaynaklar ve uluslararası raporlara göre bu hikaye İsrail’in kuruluşundan hemen sonra başladı.

İsrail’in kurucusu David Ben Gurion 1952’de, yani bağımsızlığın kazanılmasından sadece dört yıl sonra, İsrail Atom Enerjisi Komisyonunu kurdu ve Fransa ile anlaşarak bir kaç yıl sonra gizlice Dimona Nükleer Reaktörü'nü inşa etti. Eski başbakanlardan Şimon Peres bu anlaşmanın mimarlarındandı.

1960’da kuruluşundan 12 yıl sonra ABD istihbaratı, nükleer silaha sahip olmasının İsrail’e açıkça daha büyük ölçüde güvenlik, kendine güven ve daha sağlam bir duruş sağlayacağını değerlendirdi. Buna rağmen John F. Kennedy, İsrail’i bomba yapmaktan vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Bunun üzerine program hızlandırıldı. 1974’e gelindiğinde ABD istihbaratı, İsrail’in az sayıda nükleer silaha sahip olduğuna inanıyordu.

1986’da Dimona Nükleer Reaktörü'nde çalışan Mordechai Vanunu adlı bir işçi, Londra Sunday Times gazetesine Dimona’nın bir bomba fabrikası olduğunu söyledi.Vanunu’ya göre reaktörde 100-200 arasında bomba yapacak kadar plütonyum üretilmişti. Bugün İsrail’in 80 ila 90 arasında nükleer bombaya sahip olduğu tahmin ediliyor. Bunlar uçaklarla havadan veya Jericho adlı İsrail yapımı çok kademeli balistik füzelerle atılabiliyor.

SIPRI raporunda ayrıca İsrail'in Almanya'dan aldığı "Dolphin" isimli denizaltılarda nükleer başlık takılan ve denizden fırlatılan "cruise" (seyir) füzelerini taşımak için bazı değişiklikler yaptığı yönünde doğrulanamamış çok sayıda bilgi olduğuna işaret edildi.İsrail’in onlarca yıldır ne kabul ettiği ne de reddettiği nükleer silahlar, Miras Bakanı tarafından kabul edilmiş oldu. Esasen İsrail’in Ortadoğu’da nükleer silaha sahip ilk ülke olmak istemediği için bunu gizlediği biliniyor.

Zira İsraillilerin görüşüne göre, resmi bir kabul bölgedeki silahlanma yarışına hız kazandıran önemli bir faktör olabilir.

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması ve İsrail

Ülkelerin nükleer silahlanma yarışının önlenmesi amacıyla 1 Temmuz 1968'de imzaya açılan NPT, 1970'te yürürlüğe girdi. Antlaşma 1995'te ise süresiz olarak uzatıldı.

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT), nükleer enerjinin barışçıl kullanımı ve nükleer silahsızlanmayı hedefleyen antlaşma bu yıl 55'inci yılını geride bıraksa da dünyada nükleer silahlara yapılan yatırımlar ve nükleer silahlar konusundaki anlaşmazlıklar sürüyor.

Dünyada halihazırda ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore nükleer silahlara sahip ülkeler arasında yer alıyor.

Ancak İsrail, geçen onlarca yıla rağmen NPT’yi imzalamayı reddediyor. Tel Aviv yönetimi bu yönde yapılan çağrılara da kulak tıkıyor.

İsrailli Bakanın “nükleer silah itirafı” hem bölgede hem de uluslararası arenada büyük ses getirdi. Birçok ülke, İsrail’den gelen bu açıklamaları, delil kabul ettiğine yönelik açıklamalar yaptıve İsrail’in NPT’yi imzalaması gerektiği hatırlatıldı.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi'ye İsrail'in Gazze'ye yönelik nükleer silah kullanılması yönündeki tehditlerini etkisiz hale getirecek tedbirler alınmasını istedi.Kuveyt, uluslararası topluma, İsrail’in Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na katılması ve nükleer tesislerini Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) kapsamlı koruma sistemine dahil etmesi için baskı yapma çağrısında bulundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İsrail’in elindeki nükleer silahları doğruladığını belirterek şunları söyledi:

Bu bir soykırım tehdidi mi? Bu tür açıklamaların hiçbir gerekçesi yok ve olamaz. Bu tür açıklamalar, İsrail'in nükleer silaha sahip olduğunu doğrulamakla kalmıyor, uygun olmayan senaryolarda bu silahın kullanılmasını ihtimalini değerlendirme hazırlığını gösteriyor. 

Grafik: Hafize Yurt