Orta Doğu’da savaşın ateşini İsrail mi yakacak?

Orta Doğu’da savaşın ateşini İsrail mi yakacak?

İsrail’in Gazze’deki soykırımı tüm dünyanın gözleri önünde devam ediyor. 7 Ekim’den bugüne başta Türkiye olmak üzere devletler girişimlerde bulunsalar da İsrail uluslararası hukuku çiğnemeyi sürdürüyor. BM’nin ateşkes kararına rağmen Gazze’de soykırıma devam eden İsrail, yeni bir hukuksuzluğa daha hazırlanıyor. Sıradaki hedef Lübnan.

1948’de kurulan İsrail, kurulduğu günden bugüne Orta Doğu’da istikrarı baltalayan, barışa ket vuran politikalar izliyor. Kurulur kurulmaz Arap devletlerini hedef alan İsrail’in nihai hedefi kadim Filistin topraklarını sınırlarına dahil etmek. Bu coğrafya sadece Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı değil; Ürdün’den Irak’a kadar uzanıyor. Diğer bir deyişle, İsrail’in asıl amacı, Süveyş Kanalı ile Fırat Nehri arasındaki bölgeyi kontrol altına almak. Bu amaca ulaşma yolunda ilk hedef Lübnan.

Orta Doğu için Lübnan ne ifade ediyor?

İlk çağlardan günümüze Beyrut, Orta Doğu’nun en stratejik şehirlerinden biri. İlk Haçlı Seferleri’nden günümüze kadar, Beyrut Orta Doğu’da hakimiyet kurmak isteyen güçlerin ilk hedefi oldu. İlk çağın süper güçlerinden Fenikelilerin kalbi Beyrut’tu. Haçlı Seferleri’nde Kudüs’ü kontrol etmenin şartlarından biri Beyrut’tu. Memlükler döneminde Baharat Yolu, İpek Yolu ve Akdeniz ticaret rotasının keşişim noktası olan Beyrut, Osmanlı idaresinde de Yakın Doğu’nun Avrupa’ya açılan kapılarından birisiydi. Kısacası Lübnan sadece bir ülke değil; aynı zamanda Orta Doğu’nun hem limanı hem de batıya açılan kapısı.

Orta Doğu da büyük savaşın fitili yakılıyor mu?

İsrail için Lübnan hem son durak hem de nihai hedef yolunda ilk adım. Gazze’deki soykırımla başlayan vahşetin ilk perdesi Lübnan’a müdahale ile sona erecek. Filistinlilerin haklı davasının kader ortakları her zaman Lübnanlılar oldu. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün merkezlerinden birisi olan Lübnan, Filistinlilere verdiği desteğin bedelini hep kanla ödedi. 1978’de Litani Operasyonu ile başlayan süreçte İsrail 5 kez Lübnan’a saldırdı. Bu saldırılarda temel gerekçe İsrail’in güvenlik kaygıları oldu. Bu kaygıların giderilmesi için her seferinde uluslararası hukuk göz ardı edildi. Lübnan bir yandan da İsrail için hedefe giden yolda ilk adım. Netanyahu ve çevresi için Gazze’deki savaş Tevrat’ta öngörülen büyük savaşın kıvılcımı iken fitilin ateşleneceği yer Lübnan… Orta Doğu’nun bu küçük ülkesi Lübnan sadece Lübnan’dan ibaret mi? Kesinlikle değil. Lübnan aynı zamanda Siyonist hareketin vaat edilen topraklara ulaşma yolundaki stratejik adımlardan sadece biri. Lübnan’ı kontrol etmek, Suriye’yi kontrol etmek demek; bu da Orta Doğu’yu dünyaya bağlayan hattı kontrol altına almak anlamına geliyor.

{video-73130}

İsrail dünya için bir tehdit oluşturuyor mu?

İsrail zırhlılarının Lübnan sınırına doğru ilerlediği şu saatlerde Netanyahu ve İsrail Savaş Konseyi dünya için büyük bir tehdit teşkil ediyor. İsrail’in savaş sebepleri gün geçtikçe çığırından çıkıyor. Şımarık bir çocuk edasıyla hareket eden Netanyahu’nun en iyi olduğu konu bahaneler üretmek. 7 Ekim’de kendi toprağını savunan Hamas’ı terör örgütü olarak tüm dünyaya ilan eden Netanyahu şimdi de demokratik seçimlerle iktidara gelmiş Hizbullah’ı gerekçe göstererek Gazze’deki katliamını bölgeselleştirme arayışı içerisinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda uyarıda bulunarak, Netanyahu’nun durdurulmadığı takdirde büyük bir savaşın kapıda olduğunu belirtti. Orta Doğu’da barışın ve istikrarın timsali Türkiye’nin önümüzdeki günlerde atacağı adımlar, Orta Doğu’da küçük kıyametin kopmaması için yegane yol olarak karşımıza çıkıyor. Bölge devletleri Erdoğan’ın çağrısına yanıt vermezse, ABD destekli bir İsrail, Orta Doğu’da büyük bir savaşın fitilini ateşleyebilir.