Washington'da kritik NATO zirvesi

Washington'da kritik NATO zirvesi

Türkiye ile ABD ilişkilerinde ivme devam ederken sorun yaratan konuların çözümü için temaslar devam ediyor. NATO’nun en kritik üyeleri Stratejik Ortak ve müttefiklerin aynı gözle bakmadığı konular da var. İlişkilerinin geliştirilmesinin her iki ülke için de oldukça önemli olduğu Washington’da sıkça dile getiriliyor.

Türkiye ile ABD inişli çıkışlı ilişkilere sahip müttefik ve stratejik ortak iki ülke.

NATO’nun en büyük iki ordusuna sahip Türkiye ve ABD küresel ve bölgesel etki anlamında sözü geçen nüfuzu olan ülkeler.

Türkiye ve ABD her ne kadar stratejik ortak, müttefik ve her gün artan ticari hacme sahip olsalar da aynı gözle bakmadıkları konular var.

Türkiye; terör örgütlerine destek verdiği ve barınma alanı olması sebebiyle ABD’nin politikalarından rahatsızlık duyuyor. FETÖ elebaşı Gülen ve örgüt üyeleri Pennsylvania vaşta olmak üzere ABD’de barınıyor. ABD yönetiminin eski başkan Obama’dan bu yana terör örgütü YPG/PKK’ya eğit donat desteği bölgede istikrarı tehdit ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden iki ülke arasında sorun yaratan konuların çözümü ve diğer konuların ilerletilmesi için 2021 yazında Brüksel’de gerçekleştirdikleri ikili görüşmede stratejik mekanizma oluşturulmasına karar verdiler.

Geçen 3 yılda iki ülke dışişleri ve savunma bakanlığından heyetler Ankara ve Washington arasında mekik diplomasisi yürüttü.

Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Washington-Ankara hattında olumlu hava esmeye başladı.

2024 başından itibaren gerek F-16 satışı gerek ticaret hacmi gibi konularda ilerleme kaydedildi.

ABD’de eski Başkan George Bush yönetiminin kıdemli diplomatı ve ABD Savunma Bakanlığı’nın bilinen komutanlarından Amerikan televizyonlarının tanınan yüzlerinden emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt bu süreci, iki ülke arasında sorun yaratan konuları, Türkiye’nin önemini ve NATO zirvesini TRT Haber’e değerlendirdi.

“Bence en önemlisi ABD ile Türkiye arasındaki bazı anlaşmazlıklara rağmen, her iki ülkenin de ilişkinin önemini tam olarak kabul etmesi. İlişkinin gidişatına müdahale etmeyi engelleyen sorunlar vardı. Bence bu süreçte en çok değişen bu yönetimin (Biden) Türkiye'nin önemini temelden tanınması oldu ki başında böyle değildi. Ama akıllı davrandılar. Öğrendiler ve büyüdüler. Oraya (Türkiye) harika bir büyükelçi Jeff Flake’i gönderdiler. Bence her iki taraf da ilişkilerdeki konuları ilerletmek için çok çaba sarf etti. Elbette gerçek bir mesele İsveç'in NATO'ya katılımıydı, asıl sorun da burada çözüldü ve ilişkiyi pek çok açıdan yoluna soktuğuna inanıyorum”

Savaş bölgelerinde ve dünya siyasetindeki son gelişmeler, Türkiye'nin artan nüfuzu ve büyüyen savunma sanayi Washington’da konuşulan bir gerçek.

Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt Washington'un Ankara ile iyi ve güçlü ilişkilerin önemini kabul ettiğini söylüyor.

“Kesinlikle doğru. Daha güçlü çünkü bu yönetimin (Biden) yaptığı bir şey var, o da NATO'nun önemini pekiştirmek. Şu anda Rusya'ya ve onun NATO üzerindeki önemli baskılarına baktığımızda, hepimizin bir araya geldiğini ve Soğuk Savaş’taki gibi, Türkiye ve ABD'nin Rusya’dan gördüğü ortak tehdidin yeniden farkına vardığımızı görmek güzel.”

ABD’nin terör örgütü YPG’yi destekleme politikasına karşı çıkıyorum

Son 3 yılda Türkiye ile ABD arasında ABD'nin Suriye politikası dışında iyi gelişmeler yaşanıyor. ABD'nin terör örgütüne YPG'ye desteği ise Ankara’nın tepkisine sebep olurken Washington’a bu konuda uyarılar devam ediyor.

Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt terör örgütü YPG/PKK ile ortaklık fikrine karşı çıktığını çarpıcı bir ifade ile anlatıyor.

“Bu sadece Trump yönetimiyle değil aynı zamanda Biden yönetimi ve kendi Savunma Bakanlığımla da aynı fikirde olmadığım tek alan olabilir. Ben buna stratejik düzeyde bakıyorum. Stratejinin büyük seyrinde bir NATO müttefikini desteklerken mi görülmek istiyoruz? Yoksa terör örgütü mü? Bence cevap belli. Bir terör örgütünü destekleyerek en güçlü NATO müttefiklerimizden biriyle olan ilişkimizi etkilemek ve bu ilişkiden vazgeçmek istemediğimizi düşünüyorum”

Türk savunma sanayindeki büyük ilerlemeyi takdir ediyorum

Türk savunma sanayindeki ivme Washington’da uzmanlar arasında sıkça konuşulan konulardan.

Soğuk Savaş döneminden itibaren ABD ile iş birliği içinde gelişen Türk Savunma Sanayi özellikle son yıllarda kendi üretimi silahlarla en hızlı gelişen savunma sanayilerinden biri haline geldi.

Türkiye beşinci nesil savaş uçağını üretmeye başlarken, insansız hava aracı İHA'lar bölgedeki çatışmaların seyrini değiştiriyor. Türkiye süper güç olmak için uçak gemisi üretmeyi planlıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt Türk savunma sanayinin gelişmesinin herkesin yararına olduğunu ve desteklediğini söylüyor.

“Herkesin buna tam desteklediğini düşünüyorum. Ukrayna savaşından hiçbir şey öğrenmediysek, ek savunma kapasitesi olmadan NATO ile büyük bir savaşa giremeyeceğimizi öğrendik. Topçu mermimiz azalıyor. Uçaksavar silahlarımız azalıyor. Topçu namluları gibi başka silah sistemlerimiz de eksik. Ve Türkiye'nin sadece asker olarak değil, savunma üretiminde de NATO'nun yeteneklerine net katkıda bulunan bir ülke olması önemli. Amerika'da (Türk savunma şirketleri ile) rekabeti beğenmeyen bazı savunma sanayi şirketleri olabilir. Ancak NATO bir bütün olarak daha güçlü, güçlü Türk savunma sanayisi sayesinde daha da güçlendi. Savunma sanayimiz bunu rekabet olarak görebilir ve temsil ettiği pazarı Türkiye'nin üretimine kaybetmeyi hoş karşılamayabilir. Ama askeri açıdan bakıldığında NATO'nun Türk savunma sanayi sayesinde güçlendiği açık. Açıkçası, Türkiye dışında satış konusunda Türk ürünleriyle rekabet etme endişesi taşımıyorum. Çünkü rekabet, dostlarımızın ve müttefiklerimizin en iyi ürünü, en iyi fiyata, en iyi kabiliyetle satın almasını sağlar. Ticari açıdan savunma sanayisi açık pazarda rekabet ettiği için Türkiye’yi takdir ediyorum, daha da önemlisi bu askeri kapasite NATO'ya yardım etmek için devreye giriyor”

NATO zirvesi Türkiye’nin hakkını teslim etmek için bir fırsat

Washington DC'de, İttifakın 75 yıl önce doğduğu yerde, kritik NATO Zirvesi düzenlendi Türkiye ittifakın en büyük ikinci ordusuna sahip en kritik üyelerinden.

ABD Dışişleri Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt Türkiye’nin NATO’nun kritik üyelerinden olduğunu belirterek bu zirvenin Türkiye’nin hakkını teslim etmek için fırsat olduğu görüşünde.

“Bence 75 yılın ardından NATO daha güçlü, daha elverişli, Bosna'da, Kosova'da, denizlerde birlikte operasyonlar gerçekleştirdi ve şimdi de Ukrayna'da olup bitenlere yardım ediyor. Bu nedenle 75. yıl dönümünün NATO'nun ve öncelikle Avrupa'nın kolektif güvenliğinin önemini teyit edeceğini düşünüyorum. Bunun Türkiye'ye net bir fayda sağlayacağını düşünüyorum. Sizin daha önce belirttiğiniz ve Ukrayna savaşının da gösterdiği gibi, Türkiye’nin, savunma teçhizatında net bir üretici olabileceği gerçeğini ve buna olan ihtiyacı görüyoruz. Avrupa'nın savunma kapasitesi Rusya'ya karşı yeni bir savaşa girmeye yetmiyor. Ve Avrupa'nın en büyük kara ordusuna sahip olduğunuz gerçeği. Bence 75 yıl sonra bu, NATO ittifakındaki tüm ülkeleri ve başardıkları her şeyin ama özellikle de NATO'nun en güçlü destekçisi olan Türkiye'nin hakkını teslim etmek için bir fırsat. Türk kara kuvvetlerinin gücüne ve onu destekleyebilecek Türk kara kuvvetlerinin miktarına sahip olmak için bu orduların savaşmasını sağlayacak devasa miktarlarda silah üretme yeteneği önemli. Ve umarım, eğer S-400 meselesini çözebilirsek, Türk ordusu ile ABD ordusu ve tüm NATO arasında tam bir birlikte çalışabilirlik sağlanacak ve böylece hepimiz bu savaşta mücadele edebiliriz.

Türk ordusu aynı anda; savaşabilir, barışı sağlayabilir, barışı koruyabilir ve insani operasyonlar yürütebilir. Bu benzersiz.

Türkiye; Doğu Akdeniz, Karadeniz, Körfez, Orta Doğu Orta Asya'nın istikrarı, çatışma bölgelerinde seyrüsefer özgürlüğü ve barışın sağlanmasında kritik öneme sahip.

ABD Dışişleri Bakanlığı eski müsteşar yardımcısı Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt bu alanlarda Türk ordusunun rolünü şu sözlerle açıkladı. Türkiye'nin rolünü ve önemini nasıl tanımlıyorsunuz?

“Türkiye'nin barışı koruma amaçlı, insani amaçlı bir operasyonda ordusunu kullanma konusundaki kayda değer yeteneğini gördüm. Bu benzersiz. Bu, ABD ordusunun iyi eğitilmiş olduğu bir konu değil. Türkiye'nin üç misyonu ve gerekirse savaşla mücadele için dördüncü bir misyonu nasıl entegre edebileceği konusunda her zaman etkilendim, bu yüzden Türk ordusunu çok beğeniyorum. Türk ordusu şu tutumu sergiliyor; savaşabiliriz, barışı sağlayabiliriz, barışı koruyabiliriz veya Türk ordusunun bahsettiğiniz tüm operasyonlara kattığı güç olarak insani operasyonlar yürütebiliriz. Bu açıkçası sizin ABD ordusundan daha iyi yaptığınız bir şey”