Ya topçu ya popçu!

Ya topçu ya popçu!

Bizim çocukluğumuzda anne-babalarımız futbol oynamamıza izin vermezdi.

Ama biz bütün zorluklara rağmen bir yolunu bulur meşin yuvarlağın peşinde koşardık.

Bugünkü gibi topumuz, formamız, ayakkabımız da yoktu.

Plastik top veya içini kağıt parçalarıyla doldurduğumuz toplarla oynardık.

Okulda, misafirlikte, evde, kısacası her yerde giydiğimiz ayakkabı ve elbiseyle toprak sahalarda koştururduk.

Düşüp elbisemizi yırttığımızda eve nasıl gideceğimizin hesaplarını yapardık. Çünkü evde annemiz bizi terlikle beklerdi.

Sonra zaman değişti aileler çocuklarını lüks araçlarla yeşil sahalara getirmeye başladı. Zira yeni bir slogan türemişti: Ya topçu ya popçu olacaksın.

Evet, geçmiş futbolcular bırakın para kazanmayı çoğu kez cebinden para harcardı. Amatör bir ruhla mücadele ederdi. Formasını terlettiği kulüp için varını yoğunu ortaya koyardı. Günümüzde ise sıradan bir futbolcunun bedeli bile eski parayla trilyonları buluyor. Aldıkları büyük paralar haliyle bu zat-ı muhteremleri değiştirdi. Forma aşkı falan hikaye. Varsa yoksa maddiyat. Tabi durum böyle olunca kulüp sevgisi lafta kalıyor. Futbolcu-taraftar ilişkisi yok oluyor.

Bunları niye yazdım?

Günümüzde çocuklarının kısa yoldan para kazanmasını isteyen bazı aileler, futbol okulları ve kulüplerin yolunu tutuyor. Bir umutla kayıtlarını yapıyor ve başarıya ulaşması için maddi-manevi bütün imkanlarını seferber ediyor. Bunu fırsat bilen bazı kulüp ve spor okulları başlıyor velilerden para istemeye. Forma, eşofman, ayakkabı, kamp gibi bahanelerle ailelerden para isteniyor. Ödeme yapamayan ailelere, “Çocuğunuz arkadaşlarından geri kalır” diyerek korkutuyorlar. Aileler de maalesef çaresiz bu ödemeleri yapmaya çalışıyor. Ama borç alarak, ama mutfak harcamalarından kısarak yapıyor bunu.

Kulüpleri birer işletme gibi gören bu zihniyet 2-3 yılda bir belki 3. Lig’e bir futbolcu yollayabiliyor. Olan ailelere oluyor, gözünü para hırsı bürümüş sözüm ona hocalar kısa yoldan zengin oluyor.

Üzülerek belirtmeliyim bu hocaların çoğu yukarıda dile getirdiğim gibi yokluk içinde futbolcu olmaya çalışanlardı. Yani o gün bu zorlukları yaşayan bugün başkalarına yaşatıyor. Hiç empati yapmayan bu tipler bugün gariban çocukların sırtından lüks arabalara biniyor. Ayıptır, günahtır, yazıktır.