Acı ve dram

Acı ve dram

Avrupa yolunda çok ağır bir yara almasına rağmen, umutlarını ancak her zaman destek olan taraftarıyla var eden takım Antalyaspor. Son zamanlar, tribünlerde giderek düşen seyirci potansiyeline aldırış etmeyen bir cefakar ekipten söz ediyoruz. Bu kez söz konusu takımın galip gelmesi ya da kaybetmesi değil. Taraftarın çilesi ve deplasman dönüşü yaşanılan acı ve dramı aktarıyorum.

Her deplasmanda takımı için çoğu kez işinden ve sevdiklerinden vazgeçenler, arma sevgisi adına artık kendinden vazgeçiyor.

Günler öncesinden deplasman planları ve hayalleriyle yaşayan aslan yürekli taraflarımızın yolculukları her zaman çileye dönüşür. Deplasmana denilince kimsenin aklına yakın mesafe gelmesin. Gittikleri mesafe en az 400 km olan ve sadece ikisi dışında her biri neredeyse gece yolculuğu içeren seyahatler o kadar yorucu olmasına rağmen stadyumda ayakta kalarak takımlarını destekliyorlar, ardından bir o kadar yolu geri dönüp ertesi sabah işlerine gidiyorlar. Hiçbir şey duygu deplasmanda takımının yanında olmak gibi bir his vermeyecektir. Bunu sadece deplasmana gidenler iyi bilir. 

Antalyaspor’u son olarak Adanaspor deplasmanında yüreğinde Avrupa umudu olsun olmasın taraftarları yalnız bırakmadı. Maç ve skor anlamında her şey yolunda gidiyordu. Üstelik üstteki rakip de puan kaybetmesine sevinci ikiye katladı. Fakat dönüş yolunda taraftarlarımızı taşıyan otobüsün devrilmesiyle, sevincimiz bir anda acıya ve drama dönüştü. Bir anda içimizde yaralı Antalyaspor taraftarlıyla bir kopan fırtınalar, diğer yanda Türkiye’nin dört bir yanından gelen geçmiş olsun mesajları. İçimize su serpen tek sonuç kazada can kaybının olmayışıydı.

Kaza yaralanan kardeşlerimize acil şifalar dilerim. Onları takımları için bizden fazlasını ortaya koyarak, arma sevgisi hakkında bizi yeniden düşünmeye sevk ettiler.

Bu yaşanan kaza bize kaotik anlamda bir anlamda ders niteliği oluşturdu. İnşallah böyle kötü hadiseler bir daha yaşanmaz.