Amaç “adalet” değil “kaos harekatı ve siyasi rant”..

Amaç “adalet” değil “kaos harekatı ve siyasi rant”..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına tepki olarak dün Ankara’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’ başlattı..

Güvenpark'a gelen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bir dikta yönetimi ile karşı karşıyayız.. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz.. Her özgür ülke gibi uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz..”

Burada iki önemli nokta var..

1- Devlete ait “gizli bilgileri” bir gazeteciye servis ettiği için hakkında önce müebbet sonra 25 yıl hapis cezası verilen Enis Berberoğlu’na bu cezayı “yürütme” mi verdi yoksa ”yargı” mı?

2- Bir “dikta yönetimi” olsa, Kılıçdaroğlu yukarıdaki sözleri söyleyebilir miydi, “adalet için yürüyüş” yapabilir miydi?

İşte bugün bunu anlatacağım..

ŞU ADAMI TANIYIN ARTIK

Önce şunu herkes bilsin ve bellesin;

Gözaltına alma, tutuklama, ceza verme gibi işlemleri yapmak savcı ve hakimlerin (yani yargının) işidir..

Demokrasilerin olmazsa olmazı olan 3 kuvvete (yasama-yürütme-yargı) güvensizlik yaratacak söylemlerin tek amacı vardır, “kaos yaratmak”..

Yasalarda eksiklik ya da aksaklık varsa, bunu gidermek “halkın vekilleri”nin görevidir..

Bu vekillerden biri de Kemal Kılıçdaroğlu’dur..

Bugüne kadar, “iktidarın yargısı, adalet yok, hukuk çiğneniyor” gibi şikayetlerle siyasi prim peşinde koşmak yerine, “adaletin sağlanması için hangi yasalarda ne gibi eksikliler var” deyip, bu eksikliklerin ya da yanlışlıkların giderilmesi için çaba harcaması gerekmez miydi?

Siz bugüne kadar CHP liderinden bu konuda söylenmiş bir tek kelime duydunuz mu?

Duyamazsınız..

Çünkü, amacı “adaletin sağlanması” falan değil, “kaos yaratmak ve siyasi rant”..

Yani, bu kaos ortamını kullanarak “koltuğunu korumak”..

Aklı başında bir siyasetçi, “her özgür ülke gibi uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz” şeklinde SÜSLÜ LAFLAR etmek yerine..

Bu ülke halkını, “ülkeyi daha iyi yöneteceğine” ikna edecek çalışmalar yapmalıdır..

Siz bugüne kadar CHP liderinden böyle bir çalışma gördünüz mü?

Göremezsiniz..

Peki ne görürsünüz?

1- Terör örgütü mensuplarına af isterken, terör örgütlerinin hamiliğini yaparken, bu ülkeye 50 yıldır kan kusturan terör örgütünün siyasi kanadıyla ortak hareket ederken görürsünüz..

2- Yargı tarafından çeşitli delillere dayanılarak hakkında “casusluk” suçlamasıyla dava açılan ve suçlu bulunan bir vekile cezayı yargı değil de sanki yürütme vermiş algısı yaratırken görürsünüz..

3- Koltuğunu kaybetmemek için 8 kez uğradığı hezimeti unutturmak ve yine kaos yaratmak için “kontrollü darbe” türünden milleti kışkırtan sözleri söylerken görürsünüz..

Söyler misiniz?

Bu ülkede bir “dikta rejim” olsa, bunların bir tekini bile yapabilir miydi, söyleyebilir miydi?

Söylese bile onu yaşatırlar mıydı?

“DAMAT”LARLA AYNI ŞEY DEĞİL

Öte yandan..

Enis Berberoğlu ile “damat”ları karşılaştıranlar ve bunun üzerinden “algı operasyonu” yaparak, “hakim ve savcıları Ak Parti hükümeti yönlendiriyor” algısı yaratanlar var..

“Haklı” gibi görünüyorlar, değil mi?

Ama, burada bir fark var; “damatlar” hala yargılanıyor, serbest falan kalmadılar..

Enis Berberoğlu gibi, mahkeme tarafından “suçlu” bulunurlarsa onlar da içeri girecek, kaçışları mı var?

Şu anda CHP’li vekil için temyiz süreci var, AYM süreci var, olmadı İHM süreci var..

Belli mi olur, bakarsınız tahliye oluvermiş..

Ama buna da “yargı” karar verecek..

Ceza alınca “hukuk katlediliyor” diyenler, serbest bırakılınca “adalet yerini buldu, hakim ve savcıları Ak Parti hükümeti yönlendirdi, serbest bıraktılar” diyecekler mi o zaman?

Biz bu kafada olduğumuz sürece..

Hukuka ve yargı kararlarına saygı duymadığımız sürece..

Yargı asla bağımsız olamaz..

Hep işimize geleni “adaletli” sayarız, işimize gelmeyeni “adaletsiz”..

Böyle bir hukuk anlayışı mı olur?

BÜYÜK RESME İYİ BAKIN

Kemal Kılıçdaroğlu, “adalet aramak” için günde 18 kilometre yürüyerek 28 günde İstanbul’a gidecekmiş..

Yani; 28 gün ve ondan sonraki birkaç hafta daha CHP’de, “Kemal Kılıçdaoğlu tartışması” yapılmayacak demek ki..

“Gandi yollara iniyor” diyen Gürsel Tekin ve onun gibiler, “seçim yenilgilerinin faturasını” unutturabilme gayretlerini sürdürecek..

Ve Kılıçdaroğlu’yla birlikte “koltuklarını” bir süre daha kurtarmış olacak..

Özetle..

Enis Berberoğlu üzerinden yürütülen “kaos harekatı ve siyasi rant” amacına ulaşmış olacak..

Bütün bu olan-biteni CHP seçmeni görmüyor mu acaba?

Bu CHP seçmeni, “diktatörlük var” diyene inanıyor da, “diktatörlük olsa bunları söyleyebilir mi, yok öyle bir şey” diyene niye inanmıyor, çok merak ediyorum..

CHP’nin yürüyüşüne ilk destek de HDP’den gelmiş..

Büyük resme iyi bakın..

Ve hiçbir şeyi görmezden gelmeyin artık..

Ek alanı