ANNE BİR KENTTİR BABA BİR DAĞ

ANNE BİR KENTTİR BABA BİR DAĞ

Kışlarda hanelerin sıcaklığı, yazlarda ikindi önü serinliklerini bize taşıyan bir kenttir anneler. Babalarsa o kentin sırtını dayadığı kocaman bir dağdır. Ve o dağ yıkılırsa sıcaklık terk eder haneleri, yaz ikindi önlerinde sıcaktan çıkılmaz sokaklara.

Kentler sırtlarını bir dağa dayarsa o kentin çocuklarının uykuları güvenli ,uyanıklıkları keyiflidir. O yüzden yıkılmaz bir dağa yaslanıp aşılmaz dağlara bakar Anadolu kentleri.ve bu yüzden baba ölünce anneler hep “ Gitti dağ gibi adam “ diye yas tutar anneler. Çünkü dağ gibi adamlar gidince eksilir uykuları annelerin çocuklara bir şeyler olur diye

Anne bir kenttir ve sokakları sardunyadır boydan boya;baba bir dağdır, kente ve sardunyalara can veren sular biriktirir kocaman gövdesinde. Baba bir dağdır ve dahi kentlerin uzun ve karanlık aydınlatan bir çerağdır. O yüzden , o dağ yılınca kararı hayatları annelerin ve çocukların

Çocukların gözünde ve annelerin yüreğinde korku yoksa bu, banarlın mangal gibi bir yürek taşıdığını bilmelerindendir. Ve eğer balar ölüyorsa savaşlarda en çok bu, öldürenlerin bunu bilmesindendir,çünkü en çok sevdiğimizle korkuturlar bizi ve en çok güvendiğimiz, yıkılmaz bir dağ bildiğimiz babayı yıkarak kırmaya çalışırlar direncimizi.

Yüreğimizi korkular ,bedenimizi ve ruhumuzu titremeler sarınca biz anneye sığınırız; anneyse sırtını o yıkılmaz dağa yani babaya yaslar. Yani aslında hem anneye hem çoçuğa.

Sığınaktır babalar. Hayatın fenalıklarına ve dünyanın başına gelen bunca belaya rağmen hala umutlar taşıyabiliyorsak yarınlara dair bu, yıkılmaz dağlarımız olduğunu bilmemizdendir.

Kocaman bir dağ olduğunu bilmeyen o dağlar sırtlarında bir dağ taşırlar bizim için. Taşırlar da göstermezler bunu bize hiçbir zaman. Yürekleri dağlanır kimi zaman ama yinede hissettirmezler bunu bize. Yorgunluklarını ve yoğunluklarını kapı önlerinde terk ederek atarlar adımlarını hanelere.

Anne bir kenttir tutkuyla sevdiğimiz; baba bir dağdır eteklerine tutunarak büyüdüğümüz.

Zeyyat Şahin