Basit bir “içki düzenlemesi” nedeniyle koparılan yaygara..

Basit bir “içki düzenlemesi” nedeniyle koparılan yaygara..

Ben, dünyanın hiçbir yerinde “ülkesine bu kadar düşman” bir güruh ne duydum, ne de gördüm..

“Muhalefet yapma” adı altında sürdürülen bu düşmanlık nedeniyle, emperyalistler bu ülkede istediği her türde insanı çok kolay buluyor ve çok kolay da kullanıyor maalesef..

Geçmişten bugüne, alışılagelen yanlışların düzeltilmesi için atılan her adımda yaratılan korkuların “kendi ayağına sıkmak” olduğunu bir türlü anlamak istemiyor bu güruh..

Darbe teşebbüslerindeki tavırlarını geçtim..

Hatta, AB’nin bile kabul ettiği ama CHP’lilerin hala kabul edemediği “referandum”la ilgili yazılıp-çizilenleri de geçtim..

Basit bir “içki düzenlemesi” nedeniyle koparılan yaygaranın mantığı var mı?

Gelin bugün de buna bir bakalım..

ÖNCE KONUYU ANLAYIN

Antalya’da bir “içki yasağı” falan yok, sadece gerekli bir düzenleme var..

Konuyu önce iyi anlamak lazım..

Başta Kaleiçi olmak üzere, şehir merkezindeki bazı yerlerde (özellikle akşamları) sokaklarda içki içiliyor..

İçilen içkilerin şişeleri etrafa atılıyor..

İçki içenler, alkolün verdiği cesaretle çevreden geçenleri taciz ediyor..

Gürültü çıkartıyor, kavga ediyor..

Bütün bunların “rahatsızlık yarattığına” dair hem kentliler hem de yerli-yabancı turistler uzun zamandır şikayetçiydi..

Antalya gibi, turizmin lokomotifinde Valilik bu şikayetleri gidermek için harekete geçti..

Ve zaten yürürlükte olan 4250 sayılı “İspirto ve ispirtolu içkilerin inhisarı kanunu” ile “kabahatler kanununun ilgili maddelerine” dayanarak, “kamuya açık alanlarda içki içmekle ilgili bir cezai sorumluluk” getirdi..

Restoranlar, oteller, barlar ile ilgili hiçbir düzenleme, bir yasaklama ise sözkonusu bile değil..

Ayrıca, KHK’yla uzaktan-yakından alakası da yok..

AMAÇ KORKU YARATMAK

Bu düzenlemeyi eleştirenlerin özellikle vurgu yaptıkları ortak nokta şu:

“Bu daha ‘başkanlığın başlangıcı’.. 3 Kasım 2019’dan sonra içkiyi artık satış bayilerinde bile göremeyeceksiniz, ancak rüyanızda görürsünüz..”

2002’den bu yana yerel/genel her seçim öncesinde CHP’lilerin ürettiği, “Türkiye İran oluyor” sloganları, burada bir defa daha tekrar ediliyor..

Sanki, “içkiyle ilgili bu tür düzenlemeler uygar(!) ülkelerde olmuyor da sadece Türkiye’de oluyor” algısı yayılıyor..

Amaç, iktidarı eleştirmek değil, “korku” yaratmak..

“Boş tenekenin sesi daha çok çıkar”mış ya..

Sosyal medyayı adeta işgal eden “muhalif kesim”, ağızlarına geleni söylemeyi maharet sayıyor..

Söylediklerinin çoğu da “yalan” çıkıyor, ama bu onların umurunda bile değil..

BATIDA İÇKİ DÜZENLEMELERİ

Gelin şimdi şu uygar(!) Batı ülkelerinde içki düzenlemeleri nasılmış, ona da bakalım..

ABD’de, Avrupa’da birçok şehirde kamusal alanda içki içmek yasak..

Hatta öyle yasaklar var ki, şaşar kalırsınız..

Örneğin, ABD’deki birçok şehirde elinizde bardakla barda kapı önüne dahi çıkamazsınız..

Otellerde saat 22.00’den sonra içki satın alamazsınız, elinizde içki şişesi taşıyamazsınız..

Hatta, arabanızın içinde dahi görünecek şekilde içki şişesi bulunduramazsınız..

Avustralya’da içkiyle bir lokantadan, kafeden çıkamazsınız..

Çıkarsanız, hemen polis gelir tepenize biner..

Avrupa ülkelerinde farklı sanmayın..

Batı’da bunlar gibi yüzlerce uygulama var..

Tek farkımız, oralarda “kendi ülkesine düşman” birileri yok..

Ve doğal olarak, oralarda bu uygulamalar bizimki gibi “düşmanca” tepkiler görmüyor..

KENDİ ÜLKESİNE DÜŞMAN

Aslında bu tür “düşmanlıkların” zararını bu güruh da çekecek..

Söylemeye gerek var mı?

Yaz demek, deniz-güneş sezonunun açılması, yabancı turistin de başta Antalya olmak üzere ülkemizin görülecek/gezilecek yerlerine akın etmesi demek..

Yani, “bütçeye akacak döviz” demek..

Bu “milyarlarca dolarlık döviz” ile ülkeye/ülke halkına yapılacak hizmet demek..

Basit bir düzenlemeyi eleştirdiğini zanneden bu “kendi ülkesine düşman” kafalar, aslında neyi engellediklerinin farkında bile değiller..

İnsan, kendi ülkesinin ayağını taşa vurdurmaya çalışır mı?

İki gün önce AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan “Türkiye’ye kapımız açık” açıklaması çıkmışken bu olumlu havayı ziyan etmeyelim bence..

HADİ Bİ ÖZELEŞTİRİ YAPIN

Merak ediyorum..

Bu düzenlemeyi, “Antalya’da turizme darbe” diye paylaşım yapanlar, turizme asıl darbeyi kendilerinin vurduğunun farkındalar mı acaba?

Ayrıca..

Bu kişiler; yolda-sokakta geceleri içki içip nara atanlar olsa, eşi-çocuğu-ailesi taciz edilse ve bunlara önlem alınmasa ne yaparlar?

Hadi, bütün bunları bir kez daha gözden geçirin..

Çünkü, başka Türkiye yok..