BİRAZ DAHA DİKKAT LÜTFEN

BİRAZ DAHA DİKKAT LÜTFEN

Günler sonra bu yazıyı kaleme almamızın gerekçesi “Yalakalık olsun diye değil. Sıkıntıdaki bir Müslüman kardeşime destek için yazıyorum” diyebilen Metin Doğan’la aynı safta duruşumuzun fiiliyatıdır.
Hüseyin Samani ile hukukumuz merhum (cennet mekan inşallah) Hamza Taş’a dayanır. Siyasetteki teşkilatçılığı, hizmetleri bu güne kadar birçok meslektaşımız tarafından kaleme alınmıştır, alınacaktır.

Kamuoyuna düşen bir haber sonrasında murtunalıların ve sevenlerin şaşkınlığı arasında “Ne oluyor?” sorusuna cevap aranırken sosyal medya da sevenleri tarafından başlatılan ve hatırı sayılır bir çoğunluğun tek ses haline dönüşen paylaşımlarıyla “yanındayız, seninleyiz” ifadesi kuru bir gürültü değildir. Samani’yi tanıyanların tamamı, onun FETÖ/PDY yapılanmasıyla uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı hususunda hemfikirdir. Bu çirkin iddiaya pabuç bırakmayacaklarını da sosyal medyadan ilan ediyorlar. Net bir şekilde görülmektedir ki Samani kentin en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Mensubu bulunduğu partisinin teşkilat başkanından milletvekili arkadaşlarına, belediye başkanından sokaktaki partili üyeye kadar hepsinin aslında bu iddialara cevabı “lafı güzaftır”

Antalya Ak Parti teşkilatı İl Başkanı Rıza Sümer ve partililerin bu kadar hassas davranmalarının KHK kararnamedeki karşılığı ne olacak? derseniz, derim ki KHK de bir yanlışlık yapılmışsa, yetkililer teşkilatın ve tabanın sesine kayıtsız kalmayacaktır.
Şimdi yazının tamda bu noktasında şu sorunun cevabını arıyorum. KHK ile ihraç edilen Betül Gökay bir milletvekilinin kızı olmasa idi acaba kamuoyunda olacak mıydı? Bence hayır. Babasının yani Hüseyin Samani’nin vekil olması hele hele Ak Parti de milletvekili olması Betül Gökay’ı medyanın gündemine taşımaktadır. Betül hanımın babasının milletvekili sıfatı sebebiyle yaşadıkları ağır değilmidir? Ailenin günlerdir yaşadığı ve çaresizliği meselenin bana göre en hazin boyutunu oluşturmaktadır.

Antalya Milletvekili Hüseyin Samani ile bu yazıyı kaleme almadan önce telefonda dertleşme fırsatım oldu. Onun ağzından dinlediklerimi paylaşmak istiyorum. Burada sizlere aktaracaklarım bir savunma değil, gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılmasıdır.
“-Betül Gökay görevine hamileliği sebebi ile ara vermiş, bu süreçte yasal izin haklarını kullanmış, izinli iken ikinci hamileliği sebebiyle iznini ve raporlu halini uzatmayı etik bulmadığı için çalışma hayatına kendi rızası ile son vererek bulunduğu kurumdan ayrılmıştır. Daha 15 Temmuz ortada yokken  Bankasya’da bir kez hesap hareketi vardır. Bunun sebebi de aldığı araçla ilgili bir EFT’dir. Doğuş gurubundan alınan otomobilin ödemesinin dışında hiçbir işlem olmadığı bilinmektedir. Benim, kızımın yada aile fertlerimizin herhangi bir tanesinin FETÖ’ye sempatizanlığı dahi yoktur. Herkes FETÖ’ye methiyeler düzerken onlarla mücadele eden ben ve kızımın yaşadıkları hepimizi şaşırtmıştır. Kıbrıs’ta bunlarla kavga ve mücadele eden kızımdır. Bunlarla kavga etmiş ve Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği (ESKAD) nin yurdunda kalmıştır. Kızımın nüfus cüzdanında soyadı “Gökay” geçmesine rağmen ısrarla Betül Gökay Samani olarak kamuoyunda ve sosyal medya da kullanılması manidardır. Betül Gökay hakkında yapılanın bir hata olduğuna inanıyoruz. Hiçbir cemaate bağlı olmayan, ümmet birliği çerçevesinde muvahhit bir Müslüman olma gayretimiz var” diyen Samani’nin bir baba olarak anlattıkları bunlar.

Sizin evladınız var mı? Hele kız babası mısınız? Bilmiyorum. Kızlarımın babası olarak Samani’nin yaşadıklarını anlayabiliyorum ve mücadelesini görüyorum.
Hepimizi biraz daha dikkatli olmaya davet ediyorum.