Bu yazıdan alacağınız çok fazla “hisse” var..

Bu yazıdan alacağınız çok fazla “hisse” var..

Bugün, zaman zaman çok uzun yazılarla anlattığım ”bazı”  konuları “kısaca” yeniden hatırlatmak istiyorum..

Bu yazdıklarım sizleri düşündürür mü yoksa güldürür mü, orasını bilmiyorum..

Bi okuyun bence..

CEMAAT VE İMAM..

Bizler gazeteci, aydınlar uzman, sivil örgütler de halk olarak..

Yasa koyucuları ve uygulayıcıları eleştiri yağmuruna tutuyoruz..

Çoğu kez de yerden yere vuruyoruz..

Konulan kuralların gerçekten “doğru” olup olmadığıyla hiç ilgilenmiyoruz..

İlgilendiğimiz tek şey, bu kural ve uygulamaların “kendi çıkarlarımıza” ne kadar yaradığı veya yaramadığı..

Yani, aklımız-fikrimiz “çıkarcılık”ta..

Galiba Türk insanını genelde yönlendiren de hep bu “çıkarcılık” oluyor..

Şikayet etmeye hakkımız var mı?

SOSYAL DEMOKRATLAR..

Sosyal demokratları..

Emeğe saygı duyan, mantıklı konuşan, akla değer veren birileri olarak bilirim..

Duruşlarını ve yorumlarını (veya eleştirilerini) okudukça üzülüyorum..

Eğer bir insanı “yanlı” olmakla suçluyorsan..

Önce “yanlı” olmayacaksın..

Eğer bir insanı taraf tutmakla suçluyorsan..

Önce “taraftar” olmayacaksın..

Eğer bir eleştiri yapıyorsan..

Belden aşağı vurmayacaksın, üslubunu bozmayacaksın..

Sosyal demokratlar..

Konu “çıkarcılık” olunca bütün “özelliklerini” yitiriyorlar..

Yazık..

DEMOKRASİ DEDİĞİN..

Demokrasi bir “ikna” rejimidir..

İster türbanlıya-çarşaflıya parti rozeti takarak..

İster kömür-erzak dağıtarak..

İster adına “ekonomik kriz” deyip yüreklere korku salarak..

İster tehdit ederek..

İster şantaj yaparak..

İster parayla kandırarak..

İster vaadlerle umut saçarak..

Hiç fark etmez..

İkna et..

“Oy”unu al..

Koltuğa otur..

Ve gücün sahibi ol..

Sonra da, ülkenin “para babalarını” memnun ederek, canının istediği gibi at koştur..

İşte dünyadaki “demokrasi” denilen yönetim biçimi bu..

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:

“Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?”

Doktor:

“Bir küveti su ile dolduruyoruz..

Sonra hastaya üç şey veriyoruz..

Bir kaşık, bir fincan ve bir kova..

Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz..”

Ardından, soruyu soran adama bu kez doktor sorar:

“Mesela siz ne yapardınız?”

Adam şöyle cevap verir:

“Tabii ki, normal bir insan kovayı tercih eder..

Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyüktür..”

 “Hayır” der doktor, “normal bir insan küvetin tıpasını çeker..”

Bu yazdığım “kıssa”lardan alacağınız çok fazla “hisse” var..

Bakalım alan olacak mı?