CHP’lilerin yerine “nefret ettikleri biri” yapıyor..

CHP’lilerin yerine “nefret ettikleri biri” yapıyor..

Geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu çağrıyı yaptı:

“PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum..”

Nedir “milli seferberlik”?

“Ülkenin, maddi ve manevi bütün güçlerinin (askeri, siyasi, ekonomik ve psikolojik güç) topyekün savaş ihtiyaçlarını karşılayacak ve savaşın devamını sağlayacak seviyeye getirilmesi”dir..

Niye yapıldı bu çağrı?

“Neredeyse 50 yıldır süren terör ve savaşın ülkemize verdiği maddi/manevi ve hayati zararları, gelin elbirliğiyle ve bütün güçlerimizi birleştirerek yok edelim, birlik olursak bunun üstesinden daha kolay gelebiliriz” demek için yapıldı..

TEMELDEKİ ÇATLAK

Şimdi dikkat..

Bu açıklamadan sadece birkaç saat sonra..

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ne dedi biliyor musunuz?

“Sayın Cumhurbaşkanı, Çankaya’daki liderler zirvesinin üzerine çökmüştür.. 78 milyon insanı terör örgütlerinin açık hedefi haline getirdiğiniz bu ülkede, terör üzerinden lütfen siyaset yapmayın..”

Buyrun burdan yakın..

“Birlik çağrısı”na anamuhalefetten gelen cevaba bakın..

Temeldeki “çatlak” işte tam da burada..

CHP zihniyetinde olan ve Erdoğan düşmanlığı ile zehirlenen kesime göre suçlu, o sayılan terör örgütlerini Türkiye’nin başına tebelleş eden ABD, AB, İngiltere, Almanya, İsrail, Suriye, Rusya, İran değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan..

Başbakan Binali Yıldırım’ın, Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelip, ortak basın toplantısı yaparak, “teröre karşı ortak tavır sergilenmesini” önemsiyorum/yürekten alkışlıyorum..

Biliyorum, bunu bu ülkeyi seven herkes önemsiyor ve alkışlıyor..

Aşağı yukarı aynı saatlerde CHP Grup Başkanvekili, böylesine güzel bir “ortak tavrı” bir anda “ayrıştırıveriyor”..

Artık iyice anlaşıldı ki..

CHP’liler için ne “milli seferberlik” ne de “teröre karşı ortak tavır” hiçbir anlam ifade etmiyor..

Yazık..

CHP LİDERİ NE YAPAR?

Biliyorsunuz, aynı garip gelişmeyi “Yenikapı ruhu”nun ilanında da gördük..

Kılıçdaroğlu, önce hayır deyip sonra baskılara dayanamayarak Yenikapı mitingine katılmak zorunda kalmıştı..

Sonra ne oldu?

Kılıçdaroğlu; Artvin’de PKK suikast teşebbüsüne maruz kalıp, ardından ABD Büyükelçisi ile konuşunca, Bahçeli’nin ifadesiyle kayış attı..

“15 Temmuz’un yolunu Erdoğan döşedi” dedi..

Bu yetmedi, Adana’da FETÖ destekçilerinin adını anarak CHP’lilere “burada” dedirtti..

Ve kendi partililerini bile isyan ettirdi..

Merak ediyorum..

Başbakan Yıldırım ve MHP lideri Bahçeli’yle birlikte “teröre karşı ortak tavır” alan Kılıçdaroğlu..

1- Bir yandan FETÖ’ye destek verirken..

2- Bir yandan PKK’nın siyasi yapılanması HDP’nin milletvekillerini himaye ederken..

Bir yandan da teröre karşı hükümete nasıl yardımcı olacak?

Türkiye’nin düşmanlarına karşı “milli seferberlik” çağrısı yapan Cumhurbaşkanı’na, “terör üzerinden siyaset yapma” diye çıkışan Grup Başkanvekili’ni takdir mi edecek, yoksa uyaracak mı?

Siz söyleyin, CHP lideri ne yapar?

TEMENNİLER ÇOK GÜZEL

Dün sosyal medyaya göz atarken dikkatimi çekti..

“Özlem Ağırman CHP” isminde bir vatandaş, şöyle bir cümle paylaşmış:

“CHP’li İl başkanları, bütün ilçe başkanları ve yöneticileri ile kucaklaşmalı, bir araya getirmeli, üyeler birbirleri ile iletişim içinde olmalıdır..”

Onur Özmen de buna şu cevabı vermiş:

“Kendi içinde tek yumruk olmuş bir CHP, ülkeyi kurucu değerlere götürecek tek güçtür..”

İşte ben de “belki farklı bir şekilde” ama hep bunu söylüyorum..

CHP’li yöneticiler de, bu yöneticilerin peşinden giden CHP’liler de ne “tek yumruk” olabiliyor, ne de “ülkeyi kurucu değerlere götürecek tek güç” olabiliyor..

Bütün bunları CHP’lilerin yerine “nefret ettikleri biri” yapıyor..

Belki O’na duydukları bütün kinlerinin nedeni de budur..

Ne dersiniz, yanılıyor muyum?

Şunu söyleyip, yazıyı bitiriyorum;

“Temelde çatlak varken, bu ülke için milli seferberlik herkes için tam bir imtihan..”

Sizce başarılı olabilecek miyiz?