CHP’nin “tavanı” kördüğüm gibi..

CHP’nin “tavanı” kördüğüm gibi..

Her seçimden yenik çıkan Kemal Kılıçdaroğlu kalacak mı, gidecek mi?

Gitmeli mi, kalmalı mı?

Tartışmalar, beyanatlar, suçlamalar, tehditler..

Her gün birileri bu düğüme bir düğüm daha atıyor..

Sürekli konuşuluyor, sadece konuşuluyor..

Ama, “çözüm” için atılan bir tek adım, ortaya konulan somut bir öneri yok..

Yani, CHP’de çözümsüz bir sürece girilmiş durumda..

KARŞILIKLI SUÇLAMALAR

Gelişmelere bakalım..

CHP'de “referandum” yenilgisinin ardından her gün yeni bir isyan çıkıyor..

Cumartesi günü yapılan grup toplantısında, Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke'nin “sine-i millet” çıkışına partililerden sert tepkiler geldi..

Manisa Milletvekili Özgür Özel'in bir sonraki kurultayda Kılıçdaroğlu'na rakip olacağının kulislerde konuşulması da toplantıdaki havayı gerdi..

Özel'in etik davranıp istifa etmesi istenince Kılıçdaroğlu sinirlendi..

Bir grup milletvekili de Fikri Sağlar'ın partinin başına geçmesi gerektiğini dile getirince, Kılıçdaroğlu, “gerekirse kurultaya gideriz” diye resti çekti..

FATURAYI ÜSTLENMEDİ

Öte yandan, ilginç bir gelişme daha oldu..

CHP'li vekiller Genel Başkanı suçlarken, Kılıçdaroğlu da “referandum yenilgisi”nin faturasını ekibine çıkardı..

Dedi ki:

“Arkadaşlarımız bu süreçte nedense CHP’nin güçlü olduğu, zaten ‘hayır’ oyu vermeye yakın il ve ilçelere gitti..

‘Hayır’ın önde çıkacağı belli olan il ve ilçelere gitmek yerine sıkıntılı olduğumuz yerlere gidip 'Evet' oyu verecekleri ikna etmeleri gerekirdi..”

Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri kamuoyunda, “kendini kurtarmaya yönelik, bir lidere yakışmayan tavır” olarak nitelendi..

SAĞLAR’IN İSYANI

Referandum gecesi partisinin genel merkezinde yuhalanan Kılıçdaroğlu'na karşı ilk isyan bayrağını iki-üç gün önce Fikri Sağlar açmıştı..

Sağlar isyanını şu sözlerde dile getirmişti:

“CHP bu yönetimle gitmez, bu yönetimle gitmediğini zaten kendileri de, toplum da biliyor..

 AK Parti, CHP'yi kontrollü bir muhalefet olarak tutmaya çalışıyor..

Emekçileri ve halkı sahiplenecek bir parti gerekiyor..

Toplumda herkesi toparlayacak bir CHP gerekiyor, bir sol parti gerekiyor..

Ve bunları cesaretle söyleyecek, toplumun arkasında güçlü bir birikim sağlayacak ve herkesin anlayışını güçlendirebilecek bir yönetim anlayışı gerekiyor..

Bugünkü kadrolarla bu iş yürümüyor görünen o..”

İNCE DE İSYAN ETTİ

Sağlar'ın parti yönetimine başkaldırmasının ardından bir gelişme daha oldu..

Yalova Milletvekili Muharrem İnce de Kılıçdaroğlu’na karşı isyan bayrağı açtı..

Şöyle dedi:

“CHP seçime yeni bir genel başkanla gitmeli..

Genel Başkan aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı olmalı..

Yardımcılarını önceden açıklamalı, kampanyayı onlarla birlikte yürütmeli..

23 Nisan 2020'de yetkilerini devredeceğini ve yeni bir Anayasa ile parlamenter düzene dönüleceğini açıklamalı..”

Muharrem İnce’nin ayakları niye hiç yere basmaz, bir türlü anlayamıyorum..

Ütopyada gezmeyi çok seviyor herhalde..

GİDER Mİ KALIR MI?

Görünen o ki..

Siyasi hayatı boyunca hiçbir seçimi kazanamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koltuğundan vazgeçmiyor..

Alınan seçim sonuçları nedeniyle kızgın olan partililer de Kılıçdaroğlu'nu istemiyor..

Kılıçdaroğlu’nu o koltuğa oturtanlar ise gidişatı izliyor..

Bir yandan, “bir dediklerini iki etmeyen Kılıçdaroğlu” gibi birini bulup koltuğu ona verme arayışlarını sürdürüyor..

Bir yandan da, “Kılıçdaroğlu gibi birini bulamazlarsa” yola yine Kılıçdaroğlu ile devam edebilmeyi sağlamaya çalışıyor..

Dediğim gibi..

CHP’nin “tavanı” kördüğüm gibi..

Ve her gün birileri bu düğüme bir düğüm daha atıyor..

“Partinin tabanı” da endişeli bir şekilde gelişmeleri izliyor..