Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, “bana göre” ne dedi?

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, “bana göre” ne dedi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri tabii ki önemli..

Ama, bence “ne söylemek istedikleri” çok daha önemli..

Bugün, konuşmalarının arkasında yatanları “kendimce” yorumlamak istiyorum..

“YORULDUYSANIZ ÇEKİLİN”

Erdoğan, parti genel merkezinde dün kabine üyeleri ve AK Parti milletvekilleri ile bir toplantı yaptı, “çok önemli mesajlar” verdi..

Dedi ki:

- İktidar olmak kolay değil..

- Ak Parti saldırıların hedefi..

- Teşkilatlara saygı esastır..

- Milletvekilleri ile halk iç içe olmalı ve gönül kazanmalı, en iyi tatil milletle birlikte olmaktır..

- FETÖ ile mücadelede asıl isimlerin değil de sıradan insanların üzerine gidildiği yönünde şikayetler var..

- Daha önce söyledim, tekrar ediyorum: Yorulan varsa çekilsin, yerini başka arkadaşa bıraksın..

BUNU BOŞUNA SÖYLEMEDİ

Partiye yeniden “genel başkan” olduğu gün yaptığı açıklamada da benzer şeyler söylemişti..

Özellikle, “yapamayan gitsin” şeklindeki sözleri çok önemliydi..

“En tepedeki kişi” bunları söylüyorsa..

Demek ki; teşkilatlarda ve vekillerin arasında “vatandaşa hizmeti iyi yapamayan, partinin programına uygun hareket etmeyen, hatta partide yönetici olmayı bir rant aracı haline getiren” il ve ilçe yöneticileri ile vekiller var..

Erdoğan özellikle referandumda alınan sonuçları kendisine ve partisine yakıştıramıyor..

Ve ben, “acaba Ak Parti’deki il-ilçe yöneticileri ile vekiller ve hatta Bakan’lar mental bir yorgunluğa yenik mi düştü, iktidar körlüğüne falan mı yakalandı” diye düşünmekten kendimi alamıyorum..

Çünkü; ne 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde ne de 16 Nisan referandumunda, hatta Ak Parti’nin il-ilçe teşkilatları, kadın ve gençlik kollarının “yeterince” çalışmadığına şahit oldum..

Sözünü ettiğim seçimlerde kapıma CHP’liler en az 3’er sefer gelip broşür dağıttılar, “ne istediklerini ve ne istemediklerini” anlattılar..

Ama, Ak Parti’den ve MHP’den bir Allah’ın kulunu görmedim..

Oysa, Ak Parti’ye oy verenler zaten veriyor..

Önemli olan, Ak Parti’ye karşı olanların gönüllerini almak değil midir?

Peki kim yapacak bunları, sadece Erdoğan mı?

İşte bu tür şikayetler ve teşkilattakilerin partiden çok kendileri için çalıştıklarıyla ilgili raporlar sık sık parti genel merkezine gitti..

Anlayacağınız; Erdoğan, “yorulduysanız çekilin” mesajını boşuna vermedi..

İFTİRA ÇOK AMA ÖZÜR YOK

Gelelim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na..

Yüzüne hiç dikkat ediyor musunuz, neredeyse hiç “mimik” yok..

Kızdığında da, sevindiğinde de, iftira attığında da hep “aynı ifade” var..

Ve sürekli olarak çam deviriyor-iftira atıyor, ama sanki bunları söyleyen o değilmiş gibi yüzündeki statik hafif gülümsemesi aynen devam ediyor..

Meclis'teki son grup toplantısında yine “iftira” attı..

“Cumhuriyet iddianamesi savcısı da FETÖ'den yargılanan bir savcı” dedi..

Ama, Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri daha kürsüden inmeden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yalanlandı..

Bunun üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Twitter'da, "Kürsüden inmeden tekzip edilen bir genel başkan bu ülke siyaseti için en büyük talihsizlik" diye yazdı..

Daha da önemlisi; kulislerde Kılıçdaroğlu'nun sürekli yanlış yönlendirildiği ya da bilerek toplumu provoke etmeye çalıştığı konuşuldu..

SÖYLEDİKLERİNİ HATIRLAYIN

- 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 3-4 farklı açıklama yaptı..

CHP'nin TBMM Darbe Araştırma Komisyonu'na verdiği raporda, “darbe girişimini FETÖ'nün yaptığını” ifade etti..

Geçen 3 Nisan'da ise televizyonların genel yayın yönetmenleriyle biraraya geldi ve “15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir" dedi..

- Deniz Baykal kasedi hakkında, bir “gördüm” dedi, bir “hatırlamıyorum” dedi..

- 15 Temmuz şehitlerinin yakınlarının askerlikten muaf tutulması konusunda yine birbirine zıt iki açıklama yaptı..

- “ByLock kullanan 4 bakanı ve 60'a yakın vekili açıklayacağız, dokunulmazlıklarının kaldırılmasını talep edeceğiz” dedi, ardından Ak Parti’yi suçladı, aradan 262 gün geçmesine rağmen Kılıçdaroğlu'ndan hala ses yok..

- “Kim darbe girişimi yaparsa o tankın önüne ilk ben çıkacağım” dedi, çıkmadığı gibi tankları çektirip kaçtığı televizyonlarda ve sosyal medyada kare kare yayınlandı..

- Vesaire..

GÖNÜL GÖZÜ NE GÖRÜYOR?

İşte size iki “genel başkan” portresi ve partileri..

Biri devlete ve millete hizmet için parti yöneticilerine ve vekillere fırça çekiyor, aklınızı başınıza alın, milletle içiçie olun, hizmet için çalışın” diyor..

Diğeri, partisindekilerin yaptıklarını görmezden geliyor, aslı astarı olmayan konuşmalarla/iftiralarla ülkede “kaos” yaratıp, bundan siyasi rant elde etmeye çalışıyor..

Herhalde “gözler” bunları görüyordur..