“İstediğim şey olmuştu ama huzursuzdum..”

“İstediğim şey olmuştu ama huzursuzdum..”

Bugün Antalya’da, “15 Temmuz”la ilgili uluslararası bir toplantı var..

Redaktör Haber Dergisi tarafından Porto Bello Otel’de düzenlenen bu toplantıda, dünyanın birçok ülkesinden gelen gazetecilere ve konuklara, belgeleriyle birlikte “o gece ve sonrası” anlatılacak..

Konu 15 Temmuz Kalkışması olunca, söylenecek şey bitmiyor..

Daha da olacak..

Örneğin; bugün benim de sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var..

Antalya’da bir Ecza Deposu çalışanı olan Nebi Karakaş’ın, geçtiğimiz gün paylaştığı bir yazıyı aktaracağım sizlere..

Adını vermediği “sol görüşlü” birine ait bu yazıyı herkesin “akıl gözüyle” okumasını isterim..

Sosyal medyada yazılan hemen her şeye inanıyorsunuz ya..

Merak ediyorum..

Bakalım, “15 Temmuz darbe kalkışması gecesinde görüşü tamamen değişen biri”nin yazdıklarını nasıl değerlendireceksiniz..

DARBEYLE GİTMELİYDİ

''Ben 28 yaşında sol görüşlü bir insanım..

Şu ana kadar Ak Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a karşı içimde hep nefret vardı..

Erdoğan'ın gitmesini istiyordum..

Hele gece 10’dan sonra içkiyi yasaklamasından sonra nefretim iyice arttı..

Hep gitmesini istedim, taa o darbe gecesine kadar..

Seçimle gitmiyorsa darbeyle gitsin istiyordum.

TRT’de spiker, ‘ordu yönetime el koydu’ dedi, benim içimden bir şey koptu..

Yıllardır olmasını istediğim şey olmuştu, ama huzursuzdum..

Sokaklardan gelen sesleri duyunca dışarıya çıktım..

Baktım herkes akın akın arabalarına koşuyor, korna seslerini, ezan ve selayı duyunca korktum, ‘savaş mı çıktı, n’oluyor’ dedim..

Milletin telaşını, gözlerindeki öfkeyi görünce korktum..

‘Bu işin içinde bir iş var’ dedim, eve dönüp TV izlemeye devam ettim..

Erdoğan, milleti meydanlara çıkması için çağrı yapıyordu, ama o daha çağrı yapmadan millet sokaklara çıkmıştı zaten, gözümle gördüm..

Sonra bir baktım TV'ye TRT basıldı, ateş eden askerleri gördüm..

Havaalanları, boğaz köprüsü insanlarla doldu taştı..

Üzerlerine gelen tanklara kafa tutanları, tankın altına yatanları, havaalanında kafasını cama geçirip Cumhurbaşkanı için ağlayan insanları, tankı durdurup üzerine binip tankı kışlaya götüren adamları, darbecilere geçit vermeyen kadınları, bağıranları, tekbir getirenleri, koskoca tankları-jetleri geri püskürten insanları gördüm..

Kıyamet kadar insan vardı sokaklarda..

ARADAKİ FARK ÇOK BÜYÜK

O anda, tam orada bende bir değişiklik oldu..

Bunun vatan mücadelesi olduğunu, milletin iradesine karşı yapılan bir darbe olduğunu anladım..

Geç de olsa bir şeyi daha anladım; ‘Tayyip Erdoğan giderse vatan gider, ülke gider, millet gidermiş..

Doğruymuş, yemin ederim rahat batmış bize..

Gezi olaylarında, insanlara ‘dışarıya çıkmayın’ çağrısı yapıp, ‘yüzde elliyi evlerinde zor tutuyoruz’ derdi Erdoğan..

Ben de, ‘bize göz dağı veriyor, senin seçmenin sünepenin teki, dışarıya çıkacak yürek var mı onlarda’ der, adamları küçümserdim..

Şimdi anladım, o adamlar ölümü bile göze alarak çıktı dışarı..

O adamlar 250 şehit verdi, ama yine de bir tek sitem, bir tek kötü söz çıkmadı ağızlarından..

Bizimkiler, Berkin Elvan için ortalığı yakıp yıkmıştı..

Ben de bizim çocukları kahraman zanneder, övünürdüm onlarla..

Yemin ederim, o gece o meydanlarda canlarını ortaya koyarak mücadele edip hepimizin geleceğini kurtaran o insanların hiç tiksinmeden tek tek ayaklarını öperim şu an..

Adamlar; ‘Abdülhamid'i öldürdünüz sustuk, Menderes'i astınız yoktuk,  Özal'ı zehirlediniz yoktuk, ama Erdoğan'ı yedirmeyiz’ derken çok ciddilermiş..

Ben hep, öylesine diyorlar zannedip dalga geçerdim..

‘Peh peh peh ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız’ derdim..

O gece anladım ki, bu adamlar dünyaya meydan okuyacak hatta yakacak kadar güçlü ve kararlılar..

Vallah da destan yazdılar billah da destan yazdılar..

BİRLİK OLMAK ÇOK GÜZEL

Tayyip Erdoğan'ın yanında ona çok bağlı halkı var..

Ama, bunun dışında çok güçlü bir şey daha var onu koruyan..

İşin en güzel yanı, birden o partili-şu partili demeden hepsinin bir anda toplanmasıydı, diğer sağcılar da vardı sanırım birlik olmaları ayrı bir güzellikti..

Bu olanları, milletin kahramanca mücadelesini TV’de izleyince hüngür hüngür ağladım, buna çocuklarım şahittir..

Orada dedim, ‘bundan sonra ben ya Fetoş'un yanında yer alıp vatanımı bu köpeklerle bölüşecem, ya da Erdoğan'ın ve milletin yanında yer alıp ülkemde özgürce yaşamaya devam edecem’..

Eskiden nefret ettiğim birine hiç kimseye olmadığım kadar hayranım şu an, helal olsun herkese..

Bundan sonra benim de bir partim yok, her zaman yanınızdayım..”

UMARIM İYİ ANLARLAR

Eminim, o gece bu türden fikri değişen çok kişi olmuştur..

“Kendi kendini yöneten bir millet” olabilmek için, o geceyi çok iyi anlamak gerekiyor..

Umarım, bugün yabancı gazeteci ve konuklara bunu gerektiği gibi anlatabiliriz..

Umarım, bunu içimizdeki hainlere inananlar da gerektiği gibi anlar..

Umarım..