Okumak

Okumak

 Iraklı kitapçının sokakta bıraktığı kitaplar için “Çalmazlar mı?” sorusuna verdiği cevap çarpıcı: “Okuyanlar çalmaz, hırsızlar da okumaz!”

 

Deyim yerindeyse taş tam anlamıyla gediğine konmuş.

Gelelim bunu niye yazdığıma?

Büyük kızım İdil, okumayı çok sever.

Öyle ki kendisine verdiğim harçlıkların büyük bir bölümünü kitaplara ayırırdı.

Hafta sonu ilk adresi kitapçılar olurdu.

Aldığı kitapları hemen okur yeni kitap almak için sabırsızlıkla beklerdi.

Bazen öyle aşırıya kaçardı ki okuduğu kitapları 5-10 kez daha gözden geçirmeyi ihmal etmezdi.

Bunu fark eden bir akrabamız bir gün beni köşeye çekti.

“Bu kız çok okuyor. Acaba doğru mu yapıyor. İstersen biraz da dini kitaplara yönelsin” dedi.

Ben de okumaktan zarar gelmeyeceğini, ne çektiysek okumadığımızdan, araştırmadığımızdan kaynaklı olduğunu ifade ettim. Ayrıca “Okumak için ayrım yapmaz, dini kitap da okuyor” dedim. Yanıtım karşısında pek de hoşnut olmayan akrabamız, “İnşallah yanılmam” diyerek yanımdan ayrıldı.

İdil ne mi yapıyor?

Şu anda Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dilbilimi 2. sınıf öğrencisi. Beğenerek ve kendi tercih ettiği bu bölümde dersleri de gayet iyi. Kendisini çok geliştirdi ve her geçen gün iyiye gittiğini de görüyorum. Tabi başarılı olmasında kuşkusuz geçmişte okuduğu kitapların büyük bir payı var. Yani temeli sağlam attı.

Bir kez daha vurgulayacak olursak, okumaktan zarar gelmez. Aksine ufkumuz açılır ve dünyaya bakış açımız değişir. Yanlış bildiğimiz doğrular, doğru bildiğimiz yanlışları düzeltme şansını buluruz.

Zaten dinimiz de bunu emretmiyor mu?

Kur’an’ın ilk emri “Oku” değil mi?