“Önyargılı” olmayanları düşündürecek bir yazı..

“Önyargılı” olmayanları düşündürecek bir yazı..

Sosyal medyada EVET’çilerle HAYIR’cıların atışmaları devam ediyor..

Dün bu atışmaların arasından birkaç tanesini seçtim ve sizlere topluca aktaracağım..

Eminim, bu paylaşımlar “önyargılı” olmayanları tekrar tekrar düşündürecektir..

Çünkü; gerçekten çok iyi düşünmemiz, ama en önemlisi Anayasa değişikliğini çok iyi anlamamız gerekiyor..

ÜLKÜCÜLERE SESLENİŞ

Nebi Karakaş kısa, öz, açık ve net şöyle bir paylaşım yapmış:

“EVET diyen Ülkücüler Erdoğan'a yamanıyorsa.. HAYIR diyen ülkücüler kime yamanıyor?”

Bu paylaşıma Mehmet Ziya Kuzucu, şu yorumu yapmış:

“Sorun sanırım EVET diyen ülkücülerin.. HAYIR diyenler ise ülke için, çocukları için, gelecek için, adalet için, demokrasi için, tekrar tekrar kandırıldık denmesine tahammülleri kalmadığı için.. O kadar neden var ki..”

Nebi Karakaş da buna şöyle bir cevap (ders) vermiş:

“Paylaşımın ruhuna uygun bir cevap olmadı..

1- Eğer bir ülkücü ülkesi için oy verecekse, kesinlikle EVET olmalıydı..

Çünkü; mevcut çarpık parlamenter sistemin en büyük acılarını ülkücüler çekti..

Söz konusu yeni taslakla birlikte, artık darbelerin bir daha mümkün olmadığını bir ülkücü anlardı..

Anayasa değişikliğine hemen de sahip çıkardı..

2- Eğer bir ülkücü çocukları için oy verecekse, kesinlikle EVET olmalıydı.

Çünkü; 2002 yılında devlet memurunun maaşını bile IMF'ye endeksleyen sünepe yönetimlerin ülkemizi nasıl bir enkaza çevirdiğini unutmazdı..

15 yıldır ekonomik gelişmeleri fark edip, söz konusu taslakla birlikte, artık ekonomik krizlerin güçlü yönetim modeliyle hasarsız atlatılacağını bilirdi..

Ve Anayasa değişikliğine hemen de sahip çıkardı..

3- Eğer bir ülkücü geleceği için oy verecekse, kesinlikle EVET olmalıydı.

Çünkü; ekonomik, diplomatik ve siyasi istikrarsızlığın geçmişte ülkemizden neler götürdüğünü unutmazdı..

94 yılda 65. hükümetle yönetilmenin ızdırabını unutmazdı.

Söz konusu taslakla birlikte, 65. hükümeti ancak 325 yılda görebileceğimizi anlar, Anayasa değişikliğine hemen de sahip çıkardı..

4- Eğer bir ülkücü adalet ve demokrasi için oy verecekse, kesinlikle EVET olmalıydı..

Çünkü; adalet ve demokrasinin sillesini en şiddetli yiyenin de ülkücü olduğunu hatırlardı ülkücü..

Söz konusu taslakla birlikte güçlü bir yönetim modelinde, yargının belli saiklerin kontrolünde değil de, bu milletin seçtiği MİLLİ İRADENİN kontrolünde olacağını da anlardı..

Ve Anayasa değişikliğine hemen de sahip çıkardı..

Kandırılma hususunu çok defa yazdım..

Kasıtlı olarak bunu sürekli söylemekle ne geçiyor elinize bilmiyorum artık..”

ALİ AKTAŞ’A KAPAK

Partisi, “HAYIR kampanyası yapmayacağız” diye açıklama yapmasına rağmen..

“Köylü kurnazlığı” ile yaptığı paylaşımı ve aldığı “kapak” gibi cevabı iyi okuyun..

Ali Aktaş demiş ki:

“Trabzonsporlulara yeni Anayasa'yı kısaca anlatayım;

Bakın uşaklar, Aziz Yıldırım hem Fenerbahçe Başkanı, hem Futbol Federasyonu Başkanı ve hem de Merkez Hakem Kurulu üyelerini atama yetkisine sahip olsa, Trabzonspor'a ne olacaksa Türkiye'de o olacak..

Doğru düşünelim, bir hevesle ülkemize bu kötülüğü yapmayalım..”

Ali, anlamadığı bir dalda, anlamadığı bir şekilde, olmayacak ve yanlış örnek vermiş, ama olsun.. Kimi kastettiği de yeni Anayasa’yı yanlış aldığı da belli en azından..

Gürkan Demirtaş da buna şu cevabı vermiş:

“Ali bey, örnek güzel olmuş da..

Peki HDP hayır diyorken CHP hayır diyorken, Saadet hayır diyorken, biz nasıl HAYIR deriz?

Doğru düşünelim; hep birlikte aynı safta nasıl birleşiyorsunuz, bi açıklasan bunu..”

Tabii ki, cevap yok..

OKUYAN KESİN “EVET” DER

Nebi Karakaş harika bir paylaşım daha yapmış..

Akılcı ve çok haklı..

Şöyle demiş:

“Hayır diyecekler, günlerdir EVET oyu vereceklerin Anayasa değişikliğini hiç okumadan ezbere EVET dediğini söyleyip duruyorlar..

Acaba dedim, yanlış mı okudum?

Farkında olmadan yanlış bir iş mi yapıyorum diye Anayasa değişikliğini bir defa daha okudum..

HAYIR diyeceklerin kesinlikle Anayasa değişiklik taslağını okumadığı kanaati bende hasıl oldu..

Çünkü, okurlarsa kesin EVET derler..

Ama, ben şimdi böyle söyledim diye okumazlar artık..”

HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ

Yazımı, sevgili meslektaşım Murat Seyirci’nin bir paylaşımı ile bitirmek istiyorum..

Çok akılcı ve hepinizin kulağına küpe olması gereken bir paylaşım bu:

“HAYIR kampanyası kapsamında ülkemizi rezil bir ülke gibi gösterenler... dikkat!

Hepimiz aynı gemideyiz..”

Bu söz üzerine söz söylemeye gerek var mı artık?