Gazeteci dostum İhsan Coşkun benden önce davranmış.
Dün yazmayı düşündüğüm konuyu kaleme almış.
Neydi yazmak istediğim?
Antalyaspor, geçen hafta sahasında Galatasaray’ı konuk etti.
Galatasaray, 90+6’da attığı golle sahadan 3 puanla ayrıldı.
Özellikle zamana dikkat çekmek istedim.
Çünkü uzatmalarda yediği golle sahadan puansız ayrılan çoğu takım taraftarları, genellikle olay çıkarır. Hele ki bir de beraberliğe üzülürken yeniliyorsan.
Ancak Antalyaspor taraftarı buna rağmen büyük bir olgunluk gösterdi ve olaysız olarak tribünleri terk etti.
Taraftarlar maç öncesi ve sonrası da hiçbir olaya karışmadı.
Maç boyunca takımlarını destekledi, rakip takımla hiç uğraşmadı.
Yani tertemiz bir maç izledik.
Ancak Türkiye Futbol Federasyonu’nun Antalyaspor’u Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk etmesi haliyle bizde şaşkınlık yarattı.
Gerekçe ise ‘saha olayları’ olarak gösterildi.
Ben de İhsan Coşkun arkadaşım gibi maçı tribünden canlı izledim.
Ne maç öncesi, ne maç içinde, ne de maçtan sonra en ufak bir olaya tanık olmadım. Tribünde hiçbir taşkınlık görmedim. Aksine büyük bir olgunluk vardı. Uzatma dakikalarında kaybedilen maça rağmen takım oyuncularını alkışlayan bir camia vardı. Örnek olacak bu davranışlar yaşanırken hangi zihniyet ‘saha olayları’ raporunu tuttu inanın merak ediyorum. Bu zihniyet kesinlikle arızalıdır. Tarafsız davranmamıştır, Antalyaspor’un zarar görmesi için adeta çaba göstermiştir.
Aslında maçı kısaca hatırlatırsam Antalyaspor’un nasıl büyük bir olgunluk gösterdiğini daha iyi anlarız.
Antalyaspor taraftarına gol attıktan sonra sus işareti yapan, tahrik eden kim?
Maçta kırmızı kart gören kim?
Kenarda tekme atan, tribüne yollanan kim?
Igor Tudor.
Bütün tahriklere, saldırılara rağmen centilmenliği elden bırakmayan kim?
Antalyaspor camiası.
Fotoğraf bu kadar netken birilerinin çıkıp o fotoğrafı flulaştırması farklı düşünmemize neden oluyor. Yoksa bu oynanacak olan oyunun ilk perdesi mi?
