Referandumun ardından

Referandumun ardından

Uzun bir süredir gündemimizde olan referandum yapıldı, sandıktan ‘evet’ çıktı.

Seçmenin yüzde 87’sinin sandık başına gitmesi demokrasimiz adına önemliydi.

‘Evet’ oylarının yüzde 51, ‘hayır’ oylarının ise yüzde 49 olmasının bana göre sorgulanması lazım.

Bu sonuca göre kazanan ‘evet’ olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki ‘hayır’ cephesinde yer alanlar da bu seçimi kaybetmedi.

Yani demem o ki iki kesim de kaybetmedi.

Bir zaferden söz etmemiz de söz konusu değil.

Şayet bir taraf ezici bir üstünlük sağlasaydı o zaman bir başarıdan söz edilebilirdi.

Kısacası bu, parçalı bulutlu diyebileceğimiz bir sonuç. Dolayısıyla siyasi parti liderleri sonucu analiz edip artıları eksileri masaya yatırmalı. Bunu irdelemeli. Birlikte yaşayacağımızı tabanına anlatmalı. Kucaklayıcı açıklamalar yapmalı. Zira başka Türkiye yok ve biz yine hep birlikte aynı çatı altında yaşayacağız.

Gelelim siyasi partilere.

AK Parti oylarını neredeyse muhafaza etti. ‘Evet’ çıkmasında en büyük pay AK Parti’nin. Ancak kale olarak gösterilen İstanbul ve Ankara gibi illerde geriye düştü. ‘Neden böyle bir sonuç çıktı?’ sorusunun cevabını bulmaları gerekir.

HDP de tıpkı AK Parti gibi oylarını korudu. ‘Hendek siyaseti’ diyerek taban kaybettiğini söyleyenler yanıldı.

CHP Genel Merkezi çok ciddi bir seçim süreci yürütmemesine rağmen bana göre üzerine düşeni yaptı. Özellikle taban çok çalıştı, çabaladı. ‘Evet’ yönüne kaymadıklarını gördük.

Ancak aynı şeyleri MHP için söylememiz zor. Zira kim ne derse desin MHP bu dönemi zararlı kapattı. Tabanını kaybetti, partide ciddi bölünmeler oldu. Bu saatten sonra Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin koltuğu sallantıda. Acil bir çözüm üretemezse parti gitgide erimeye devam eder.

Gelelim bundan sonraya…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu parçalı bulutlu süreci ciddi olarak ele almalı. Özellikle İstanbul, Ankara ve Doğu’da çıkan tabloyu gözden geçirmeli. Danışmalarının verdiği raporları sorgulamalı. Ayrıca herkesi kucaklayıcı söylemde bulunmalı. 80 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu anlatmalı. Seçim döneminde yaşanan gerginliklerin sona ermesi için birleştirici ifadeler kullanmalı. Özellikle de kendine pay çıkaran ve sürekli ayrıştırıcı ve sert söylemlerde bulunanları uyarmalı. Yani daha demokratik ve daha özgür bir ülkenin garantisi olduğunu göstermeli.