Sosyal medya mahremiyeti ihlal ediyor

Sosyal medya mahremiyeti ihlal ediyor

“Medyanın Aile Dinamikleri Üzerindeki Etkisi: İlişkilerin Dijitalleşmesi” oturumunda konuşan Prof. Dr. Ferhan Odabaşı, sosyal medya nedeniyle iletişimin, aşırı iletişime geçtiğini mahremiyet hakkının ihlal edildiğini belirtti. Öğretim üyesi Dr.Sumaiyah Ahmed ise, aile dostu sosyal medyaya yatırım yapılmasını istedi.

 

Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği III. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi“Ailenin Güçlendirilmesi”  ana teması ile düzenlenen zirvede ilişkilerin dijitalleşmesi masaya yatırıldı.  

 

 “Medyanın Aile Dinamikleri Üzerindeki Etkisi: İlişkilerin Dijitalleşmesi” konulu oturuma Gazeteci Fatma Barbarosoğlu Moderatörlük yaptı.

 

Aile Dostu sosyal medyaya yatırım yapılmalı

 

Jamia Hambard Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Dr. Sumaiyah Ahmed, kadınların güçlenmesi ve güçlendirilmesinin küresel düzeyde en önemli konulardan biri olduğunu söyledi. Dijital alanda kadın ve aile değerleri ile ilişkili bir güncelleştirme yapılması gerektiğini belirten Ahmed, “Burada önemli olan kadınlarının rolünün yeniden gözden geçirilmesidir. Kadınlar ayrı bir şekilde dijital ortamlarda temsil edilmiyor. Kadın obje olarak gösteriliyor ve meta haline getiriliyor. Sanal bir cinsiyet sorunundan bahsedebiliriz. Aile dostu sosyal medyaya yatırım yapılmıyor. Değerler internetine henüz gelmedik. Çocuk dostu yazılım ve donanımlar geliştirilmelidir. Kullanıcı dostu teknolojiler geliştirilmelidir. Kadınların teknoloji sektöründe kariyer yapmaları teşvik edilmelidir. Aile değerleri de dijital alanda kendine yer bulmalıdır” dedi.

 

 

 

 

Sosyal medyada kısıtlama yaparak geleneksel aile değerlerine dönmeliyiz

 

Kore Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Dong Hoon Ma, sosyal medya dönüşümünü herkesin yaşadığını ve deneyimlediğini belirterek, şunları kaydetti: “Dünya nüfusunun yüzde 55’i dijital medyayı kullanıyor. Cep telefonu oranı oldukça yoğun, yüzde 68 gibi bir orana sahip. Mobil her şeyin ortasına geldi oturdu. Günümüzde aile bir araya geliyor fakat telefonlarına bakıyorlar. Dijital medya ve akıllı telefonlar aileden çok şey aldı götürdü. Önceden ailede bir merkez olurdu. Anne veya baba kararları alırdı. Gençler kendi kararlarını alıyor. Artık çok merkezli bir yapı var. Sosyal ve siyasi görüşlerde kutuplaşma oluyor. Aile içindeki bireyler farklı farklı şekilde düşünmeye başladılar. Geleneksel aile değerlerinde çok fazla bahsedemiyoruz artık. Aile fertleri sanki her biri kendi kalesini örüyor. Buradan da çıkmak istemiyor. Bu nedenle sosyal medyada bazı kısıtlamalar getirmeliyiz. Geleneksel aile değerlerini yeniden ulaşmalıyız.”

 

Sosyal medyada çocuğunuzun resmini paylaşmayın

 

Araştırmacı yazar Prof. Dr. Ferhan Odabaşı, sosyal medyanın bütün hayatımızın üzerinde yürüdüğü yeni bir mecra olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

 “Şu anda dijital medyayı kullanabilen toplumların hepsi aynı durumda. İletişim, aşırı iletişime geçti. Artık whatsapp grupları oluştu. Bilgi paylaşımları arttı, aileler çocuklarını resimlerini paylaşmaya başladı. Bunlar çok yanlış şeyler, bir öğretmen olarak bütün aileleri uyarıyorum. Sosyalleşme facebook ile kimlik kaybına uğradı. Değerlerimizi kaybettik. Bilgiye ulaşırken yalnızlaştık. Eskiden kütüphanelerden ulaşırdık, arkadaş edinirdik. Bilgiyi gerçek kaynağından elde etmezseniz ortada kalırsınız. Sosyal medyada kendiniz için ne yapıyorsanız yapın, ailenizin çocuğunuzun hayatını tehlikeye atacak şeylerden kaçının. Teknoloji için daha verimli kullanım alanları yaratmalıyız. Teknolojiyi reddetmesini de şükretmesini de bileceğiz.”

 

Dijital bağımlılık, dünyada yasaklanmayan tek bağımlılık

 

Yapımcı Birol Güven, sosyal medyanın artık dijital bir esarete dönüştüğünü belirterek şunları söyledi: “Gelecekte dijital esareti anlatıyoruz. İnternet bağımlılığı dünyada tek yasaklanamayan bağımlılık. Yasaklanamayan bir bağımlılıkla karşı karşıyayız. Artık sosyal medyadan kandilleşiyoruz. Yetişkinlerin işi bu çağda çok daha zor. Hiçbirimiz, hiçbir şey internetten daha ilginç değiliz. Çocukları hayatta takdir etmezsek internetle mücadele edemeyiz. Ailenin bu dönüşümden çok fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Çünkü ailedeki sevgi nedensizdir. Dijital uygarlık çağında bu gençlerin sığınacağı limanı aileleri olacaktır. Dijitalleşmenin  aileyi yıkmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımızı medya okuryazarı olarak yetiştirirsek çocuklarımız kendilerini koruyacaktır.”