Telefonda taahhüt ve dolandırıcılık.. Tuzaklara dikkat..

Telefonda taahhüt ve dolandırıcılık.. Tuzaklara dikkat..

ABD'de ortaya çıkan yeni bir telefon dolandırıcılığı, dünyada hızlıca yayılıyor..

Soru soran dolandırıcılar, telefon ettikleri kişiden “EVET” cevabını alıp bunu “sözlü anlaşma onayı” olarak karşısına çıkartıyor..

Independent gazetesinin haberine göre, bu dolandırıcılık türüne İngiltere'de de rastlanmaya başlandı..

Çok geçmez, bizde de her an rastlanabilir..

Zaten, “telefonla dolandırıcılık” nedeniyle çok sayıda mağdur olan insanımız var..

Ancak bu, “telefonla onay verme, taahhüt” konusu çok farklı bir konu..

Bu konuda da “mağdur olanlar” çokça var..

Çünkü; çoğu hakem heyeti, savcı ve hakim de “tüketici lehine vermesi gereken kararı” veremiyor maalesef..

Bugün sizlere bu konularda bazı uyarılarım olacak..

“Mağdur” olmamak için, dikkatle okumanızda fayda var..

TELEFONLA TAAHHÜT

ABD’de başlayan yeni dolandırıcılık sistemi şöyle işliyor:

Şüphe çekmeyecek bir numaradan kendilerini şirket temsilcisi olarak tanıtan dolandırıcılar, telefon ettikleri kişiye “beni duyabiliyor musunuz” sorusunu yöneltiyor..

Karşı taraf da doğal olarak “evet” cevabını verince, tuzağa düşmüş oluyor..

Türkiye’de de insanların başına buna benzer olaylar geliyor..

Nedir bunlar?

“Telefonda verilen taahhütler”..

Telefon, internet veya Digitürk, D-Smart gibi TV yayınları ile ilgili 12 veya 24 aylık anlaşmalar öneriliyor ve size telefonda, “bunu onaylıyor musunuz” diye soruluyor..

Siz de, “evet onaylıyorum” diyorsunuz..

Ama bir süre sonra “bu hizmeti almak istemiyorsunuz ve aldığınız hizmetin faturalarını ödeyip” verdiğiniz taahhütten vazgeçiyorsunuz..

Bir süre sonra sizi telefonla arayıp, “taahhütten vazgeçtiğiniz için şu kadar borçlusunuz” diyorlar..

Siz de faturaları ödediğinizi, böyle bir borcunuzun olmadığını söylüyorsunuz..

Sonra bir daha arıyor ve onayınızın kayıt altına alındığı, borcunuzu ödemezseniz, bu miktarın avukatlık ve icra ücretleri nedeniyle 3’e 4’e katlanacağı belirtilerek ödeme yapmanızı sağlamaya çalışıyorlar..

Ödemezseniz bir süre sonra bir “Avukatlık Bürosu” arıyor ve yine “ödeme yapmanız” için sizi aramaya başlıyor, anlaşma öneriyor, icra ile tehdit ediyor..

PEKİ NE YAPMALISINIZ?

Bu durumlarda, bu aramalardan bıkan ve korkan kişiler ödeme yapıyor..

Ödeme yapmayanlara, aramalar ve icra tehditleri devam ediyor..

Bu arada ödemenizi istedikleri miktar her seferinde de sürekli artıyor..

Bu da sizi çok fazla rahatsız ediyor, değil mi?

Soru şu:

1- Bu durumda kişiler ödeme yapmalı mı, yapmamalı mı?

2- Telefonda verilen onay geçerli mi, değil mi?

3- Ödemezseniz başınıza ne gelebilir?

Uzmanlar diyor ki:

“Sözlü taahhüt olmaz, ciddiye almayınız.. Bu sebeple herhangi bir haciz işlemi de mümkün değildir..”

Bunu neye dayandırarak söylüyorlar?

6502 Sayılı Tüketici Yasası’na ve Yargıtay kararlarına dayandırarak..

Bu kararlardaki hüküm özetle şu:

1- “Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan HAKSIZ ŞARTLAR kesin olarak hükümsüzdür..”

Peki “Haksız Şart” nedir?

“Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır..”

Örneğin; sizden “almadığınız” bir hizmetin bedelinin, “taahhüdünüz var” denilerek istenmesi bir haksız şarttır..

2- Yargıtay, “eğer ortada ISLAK İMZA ile yapılan bir sözleşme yoksa geçersizdir” diyor..

Yani; telefonda veya karşı karşıya sadece “sözlü” olarak yaptığınız anlaşma veya sözleşmenin hiçbir hukuki hükmü yok..

Mutlaka “yazılı bir belge” olacak..

SADECE GÜLÜP GEÇİN

Bu nedenle..

Size, “telefonda sorduk siz de kabul ettiniz, şimdi de cayma bedeli ödeyeceksiniz” gibi laflar edilirse dinlemeyin bile..

“İcraya veririz, mahkemeye çıkarsınız” gibi tehditlere de sadece gülüp geçin..

2 defadan fazla ararlarsa..

Bir hukukçu aracılığıyla, “taciz edildiğinizi” belirterek sizi arayan firma ya da hukuk bürosu hakkında suç duyurusu yapabilirsiniz..

TCK’nın ilgili maddelerine göre onların ceza almasını sağlayabilirsiniz..

Evet; bazı hakem heyetleri, bazı savcı ve hakimler ne yazık ki, Tüketici Hakları ile ilgili yeterince bilgi ve birikime sahip olmadıkları için, pürüzler çıkabiliyor..

Ancak, bir hukukçunun yardımı ile bunları gidermek ve durumu lehinize çevirmek mümkün..

“UYANIK” OLMANIZ GEREK

Bu arada..

1- Kendini polis, savcı, hakim veya bu tür resmi görevli gibi gösterip “telefonla insanları kandırarak dolandıran” kişiler var..

2- ABD’de yeni başladığı belirtilen, “evet dedirtip, taahhüt yerine koyduran” dolandırıcılar var..

Bu ve buna benzer olaylarda dolandırıcıları ve dolandırıcılığı kabul etmek elbette mümkün değil..

Bir şekilde yakalanıp mutlaka cezalarını çekerler..

Ama, ben bu konuda yüzde 90 “mağdurum” diyen tarafı suçlu görüyorum..

Çünkü, dolandırıcı mağduru olmamak için yapılabilecek tek şey var; “uyanık olmak”..

Tuzaklara dikkat..