Uğur Dündar.. Yılmaz Özdil.. Ve mastrübasyon..

Uğur Dündar.. Yılmaz Özdil.. Ve mastrübasyon..

Karşılıklı oturmuşlar, izleyicilerin karşısında resmen “mastrübasyon” yapıyorlar..

Öylesine zevk ve şevk ile yapıyorlar ki..

Koca koca açmışlar gözlerini, “orgazm” çığlıklarını kahkahalarının arasına gizleyip höykürüyorlar adeta..

Ve bunları yaparken hiç utanmıyorlar..

Halk TV’deki “Halk Arenası” adlı programın sunucusu Uğur Dündar ile gazeteci geçinen Yılmaz Özdil’den sözediyorum..

Dillerinde kemik yok ya, her şekle sokuyorlar maşallah..

“Kime attırırlarsa” o kesim hoşlanır, hemen onu doluyorlar dillerine..

Ve başlıyorlar attırmaya..

Bu arada, “kim olursa daha iyi mastrübasyon yaparız” diyerek birini konuk ediyor ve hemen onu da “attırmaya” ortak ediyorlar..

ATALARINI BİLE AŞAĞILADILAR

Cumartesi günü Çanakkale zaferinin yıldönümüydü..

Tarihçiler, siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar o zaferin bu ülke için ne anlama geldiğini anlattılar..

Aslında sadece yıldönümlerinde değil, hemen her gün hatırlanması, anılması, hatta beyinlerimize kazınması gereken bir zaferdir bu..

Çünkü, ülkemizde hala bir “milli şuur” oluşmadı..

250 bin civarında şehit verdiğimiz, metrekareye 6 bin merminin isabet ettiği, bütün dünya milletlerinin bile en ince detayına kadar öğrenmek istediği bu Çanakkale zaferi, “milli şuurumuzun” oluşması için en önemli mihenk taşıdır..

Hem de her anlamda..

Ama, ne yazık ki..

Yukarıda sözünü ettiğim programda Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil, bu zaferimize bile gölge düşürebilmek için kendi ecdadlarını aşağılamaktan çekinmediler..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere neredeyse bütün Avrupa devletlerine “Nazi” benzetmesi yaptı ya..

Bunu yaparken de Türk milletinin büyük bir çoğunluğundan takdir aldı ya..

Hemen Erdoğan’a karşı saldırıya geçtiler..

Kendi Cumhurbaşkanları’nı aşağılamak için de, “Çanakkale savaşında Alman malı mermi kullanacaksın, Alman malı gemi kullanacaksın, ordularını bile Almanya’ya devredeceksin, sonra da kalkıp Almanya’ya laf söyleyeceksin öyle mi” gibi laflar ederek, Çanakkale savaşını Almanya sayesinde kazandığımızı söyleyecek kadar cüretkarlaştılar..

100 YIL ÖNCE 100 YIL SONRA

Şimdi soralım..

Biz o zamanlar niye Alman malı mermi, Alman malı gemi kullanıyorduk?

Çünkü..

Tıpkı bugün olduğu gibi, o zaman da Osmanlı’ya içimizdeki hainleri de kullanarak “kendi silahını ve gemisini” yaptırmadılar..

Mecburduk o silahları ve gemileri kullanmaya..

Yılmaz Özdil de Uğur Dündar da, işte bunları hiç dile getirmiyor..

Ama savaşı kazanan şey o silahlardan daha çok “göğsü iman dolu askerlerimiz”di..

Doğal olarak, “iman”sızların bunu anlamasını beklemek de hayal tabii..

Bugün Avrupa’nın Türkiye’yi böylesine kıskaç altına almasının sebebi de aynı..

Taa o Çanakkale savaşından çok öncelerinden başlayarak ülkemizi sömürmeye, ensemize vurup ağzımızdan lokmayı almaya, istedikleri her şeyi yine içimizdeki hainleri kullanarak yaptırmaya alışmışlar..

Artık kendi silahımızı, kendi gemimizi, kendi tankımızı, kendi uçağımızı vesaire yapmaya başladık..

Erdoğan tarafından başlatılan “milli bir harekat, bir milli kurtuluş savaşı” işlerine gelmiyor..

Ellerindeki kuşu uçurmamak için de her türlü yola başvuruyorlar..

Bu arada..

Yıllardır “AB hibeleri” ile besledikleri içimizdeki hainleri de her alanda kullanıyorlar..

Kimine işte böyle en büyük tarihi zaferlerimizden birini “Almanlar sayesinde kazandık” dedirterek “mastrübasyon” yaptırtıyor..

Kimine de “HAYIR” kampanyalarının sloganlarını vererek, sosyal medyada emireri olarak kullanıyor..

BİR “KADIN”A BAKIŞ AÇILARI

Aynı Halk Arenası ekibi..

Geçtiğimiz günlerde aralarına sanatçı geçinen tüccar Müjdat Gezen’i de alıp adeta “zevkin doruğuna” ulaşmışlardı hatırlayın..

Abdülhamit’in torunu Nilhan Osmanoğlu’nu dillerine dolamışlardı..

Özdil pis pis sırıtarak, “onun bir dükkanı varmış, oradan bir fes alıp sana hediye getireceğim” dedi Gezen’e..

Ardından da, “ona ‘ADA’nı verecek misin” diye sordu..

Gezen de, “yahu çok beğendim o kadını ben” dedi ve “gelsin de… verecek bir şey bulurum” der gibi son derece çirkin ve adice bir harekette bulundu..

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil, Müjdat Gezen’le birlikte bu lafı alkışlayarak, gözleri koca koca olmuş bir vaziyette kahkahalarının arasına zevk iniltilerini katarak orgazma ulaştılar..

Ve hiçbir kadından veya bir kadın derneğinden bu olayı kınayan bir açıklama, bir tepki göremedim..

Bu yazı, onlara da bir tepkidir aynı zamanda..

BU SORULARA CEVAP VERİN

Bir şeyi merak ediyorum..

Ve bunu bu ülkemin halkına sormak zorundayım..

Sözünü ettiğim bu ekibin; hem Çanakkale savaşını Almanlara mal etmelerini, hem de kim olursa olsun bir kadın hakkında bu tür bir diyalog içinde bulunmalarını hoş karşılıyor musunuz?

Sizin de eşiniz, ananız, bacınız, kızınız var; bunların bir kadınla ilgili söyledikleri sözler, sizi hiç rahatsız etmedi mi?

Cumhurbaşkanı’nı aşağılamanın, aslında bu ülkeyi aşağılamak olduğunu bile bilmeyen bu zatların görüşlerine gerçekten değer veriyor musunuz?

Bunların, bu ülkeyi sevdiklerine ve bu ülkeye hizmet ettiklerine inanıyor musunuz?