“Zaten turizmde inşallahla maşallaha kaldık çünkü..”

“Zaten turizmde inşallahla maşallaha kaldık çünkü..”

Almanya fanlar GMBH'da Kurucu Başkanı ve turizmin içinden biri olan Hüseyin Baraner, dün sosyal medyada, Bloomberg TV'de 1 saat süren İş Dünyası programına katıldığını belirterek, “turizm”le ilgili neler konuştuğunu özetlemiş..

Hepsinin altına imzamı atacağım bu görüşleri, 90 yılların başından bu yana yaptığım bütün turizm programlarında kelime kelime anlattık, söyledik, turizmcilerle/siyasetçilerle ve uzmanlarla tartıştık..

Yani, Baraner aslında bilinen bir şeyi bir kez daha ortaya koymuş..

Şimdi size bunları aktaracağım..

Ama, ardından söyleyeceklerim turizmcilerin hiç hoşuna gitmeyecek..

TURİZMDEKİ MANZARAMIZA BAKIŞ

Bakın Baraner neler söylemiş:

Turist sayısı arttıkça zararı büyüyen noktalar var..

Artık nesilden nesile aktarılan doğa içinde orta boyutlu otellerde de iyi net kar sağlanabileceğini öğrenmemiz lazım..

İNŞALLAHLA MAŞALLAHA KALDIK

Dediğim gibi; her kelimesinin altına imzamı atacağım tespitler..

Bunları yıllardır yazıp/tartışıyoruz, ama turizmciler kendi tespitlerine bile kulak tıkayıp, “günü kurtarma” peşine düşüyor ve hiçbirini uygulamıyorlar..

Çünkü, “hazır yemeye” alışmışlar..

Tesislerimiz dünyanın en iyileri, ama “aç gözlü turizmciler” ucuz elemanlarla hizmet kalitesini sürekli düşürüyor..

Bu da Baraner’in belirttiği “high segment müşteri”leri, yani zengin ve gittikleri yerde iyi para harcayan turistleri maalesef tesislerden kaçırıyor..

Bu noktada, Baraner’in paylaşımının altına yorum yapan Turizmci/Mutfak Koordinatörü Ergün Yorgancılar’a klak vermenizi istiyorum:

“Bu tespitleri yıllardır söylüyoruz, bize çözüm gerekli, çok laf değil uygulama gerekli..

Evet kalifiye elemanlar, işletmecilerin “ucuz çalışan” tercihi yüzünden turizmden uzaklaşıyor..

Kalifiye elemansızlık yüzünden gelecek daha kötü olacak..

Bizler 80’li yıllardan bu yana turizmin nasıl gelişip nasıl çöküntüye uğradığını gördük..

Geçmişi inceleyip ileriye doğru hataları düzeltip ilerlemeliyiz..

Bunda umudum yok, inşallah olur..

Zaten turizmde inşallahla maşallaha kaldık çünkü..”

BU DA TURİZMCİLERİN MANZARASI

Acı, ama turizmdeki gerçek bu maalesef..

Ben turizmcilerin, “şükür bu yılı zararla kapatmadık” dediğini hiç duymadım..

Bir önceki sezon 7 milyon Euro kar edip, kriz çıktığında sezonu 4 milyon Euro karla kapatan ve sadece “kardan zarar eden”  turizmcilerin, “öldük-bittik-yandık” diye ağladığını gördüm sadece..

Ve her ağızlarını açtıklarında, “devlet bize destek olmalı” diye sızlandıklarını gördüm..

Bir turistin nasıl getirileceğini bildikleri halde, birkaç turizmci dışında kimsenin elini sıcak sudan soğuk suya sokmadığını gördüm..

“Ucuz eleman” diye yabancıları çalıştırıldığını, Türkiye’de kalması gereken milyonlarca liralık dövizin yurtdışına gittiğini gördüm..

“Müşteri bulamıyoruz” diye ağlayan turizmcilerin, aynı şartlarda yerli turiste kapılarını açmadıklarını gördüm..

Özetle, “bacasız sanayi” denilen turizmde günü kurtarma anlayışı-doyumsuzluk-ucuzculuk ve kazıkçılık yüzünden “kelle” sayısını arttırsak bile, “turizm geliri” açısından sürekli “gerilediğimizi” gördüm..

Peki bunlar düzelir mi?

İnşallah..